Naptın sen Bruce ? Ne işin vardı o kutunun başında? Bir de bağırmazlarmı 'Bruce babaaa' diye. Neyseki bitti de kurtulduk. Tek bir bölümüne bile katlanamadım, seyredemedim, İğrenç tv kuklaları, neyseki toptan yok oldular, yoksunuz siz, yokkkk!!!



Bruce Acuna çıkmadan önce, bu filmde, çok sempatikti mesela:)

Durucumla bugün, google da poğaça tarifleri yazınca çıkan ikinci sitedeki tarifi denedik, hakkaten çok kolaymış, beğendik, herzamanki gibi doğaçlama bir salata yaptık, içine kuru üzüm, fındık attık, tatlıekşi değişik bir tadı oldu, o da beğenildi, çay ve komşu eşliğinde, yenildi, içildi, üstüne birde fırında kestane pişirildi, öbür komşuya tabaklar gönderildi, içleri dolu olarak geri alındı, pek bir hamarat hanımhanımcık bir günümüz oldu.

Hafta sonu oynanan ölümüne street fighter ın tadı damakta kaldı. Baş parmakta da ince bir sızı...




Kanal d de bir dizi var, Bir Bulut Olsam, içinde de acayip çarpık ilişkiler var, Adam öz amcakızına patolojik boyutta takıntılı, bir kaç kez tecavüz etmişliği de var, ama sürekli aynı mekandalar, normalmiş gibi, aynı sapık adam babasının metresiyle de yatıyor, birde normal ailesi var, çocuğu var, ensest diz boyu yani.

********

Bir de listemiz var, yapılacaklar listesi. Çok iş var. Astık, hallettikçe çiziyoruz üstünü. Baba bir madde çizildi bile. Ferhatçımla da akşam küçük bir kutlama yaptık. Uzun zamandır, kovaladığımız işi halletmenin verdiği haklı gurur ve sevinç eşliğinde minik bir kaçamak işte.



İki kızım daha oldu; fesleğen ve reyhan. Duru rahat bırakmıyor kardeşlerini.

Pazar rehaveti içinde baba kız değişşik bir oyun arayışındalar. Montessoride çareler tükenmez. Blog dan aklımda kalan bir oyunla gereken yönlendirmeyi hemen yapıyorum; herhangi bir odadan bir nesne alınır, çocuğa gösterilir, nereye ait, yerine koyalım vs... eğlendirilir, öğretilir, öpülür, koklanır...

Devamını Oku »

BEÖ 3 ;Cumhuriyet Bayramı

BEÖ aktivite konumuz Cumhuriyet Bayramı. Durucumla, dışarda birşeyler yapmayı düşünmüştüm ama yağmurlar başladı, virüsler yayıldı, çocuklar eve kapandı. Bu aralar dışardayken bayrakları gösterip, anlatmıştım, Durununda bu aralar zaten ilgisini çekiyordu. Şimdide birlikte cama astık, birkaç kez anlattım, ama sonunda Duru yine
-yarın şeker bayyamı mıı?
diye sordu :)



Birde Atatürk Ölmedi 'yi söyledik, ama ataküt diyebiliyoruz :(

Devamını Oku »

İLK TİYATROMUZZZZZZZ




Durucumla pinokyo yu seyretmeye gittik. Çok eğlendik, Duru oyun başlayana kadar çalan müzikle sürekli el çıptı, alkışladı, tahmin ettiğimden daha dikkatli izledi. Arada birkaç kez , biraz yüksek sesle bana sorular sordu ama zaten öbür çocuklar da oldukça gürültücüydü. Domuz gribi endişesiyle gitmemeyi düşünüyordum ama birden gelen Türk cesaretiyle, bize birşey olmaz ewelallah diyerek, kalkıp hazırlandık, son anda girdik nerdeyse içeri.



Çocuk oyunu için yeterince renkli ve özenli değildi, pinokyoyuda olabilecek en çirkin hale sokmuşlardı ki, oyunun yarısında Duru bana dönüp;
-şimdi pinokyomu gelicek anne ?
diye sordu, tanıyamadı çocuk pinokyoyu. Bir de pinokyonun yalan söyleyince burnu uzamıyordu. Bu da çok büyük bir eksiklikti. Sonuçta, bu kuklanın işlevi budur değil mi? Yinede her harekete reaksiyon gösteren, yüksek sesle gülen, konuşan çocuklar karşısında konsantrasyonu bozmadan oyunu tamamlayabilmek te az iş değil...

Devamını Oku »

Boğaziçi Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı



Cumartesi yine hayvan dostu doğa gezgini Durucumun günüydü. Tanıdığı ve yeni tanıştığı canlılarla dolu bir gün geçirdi. Süpriz anneanne ve teyze ziyaretiyle de çok keyiflendi. Ayşe, Günel de gelince güzel bir gün geçirdik beraber.

Darıca kuş cenneti de deniyor ama asıl adı, Boğaziçi Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı. Dışardan belli olmuyor ama oldukça büyük, yorgunluktan tamamen gezemedik hatta. Girişte komik aynalarla başladı Durucum kıkırdamaya.



Kafeslerdeki canlılar için rahat görünen, Doğal yaşam alanlarına yakın bölümler hazırlanmış. Temiz, bakımlı görünüyorlar, belgesellerin vazgeçilmezi birçok vahşi hayvanın burnunun dibine kadar yaklaşabiliyorsunuz. Bizim için çok keyifli ama bengal kaplanı Erkan için eminim çok rahatsız edicidir. Bütün gün büyüklü küçüklü ve meraklı homo sapiensler, sizi inceleyip fotoğrafınızı çekiyorlar. Birde sirklerde gösteri amaçlı eziyet edilen (sözde eğitilen) zavallılar var ve sırtlarından para kazanılıyor, itaat etmeyip eğiticisine saldıranlar da hemen itlaf ediliyor. Bunların hiçbirine hiçkimsenin hakkı yok, beni çok üzüyor. Bu kadar bakımlı bir parkta kızımı gezdirebildiğim için, canlı hayvanları gösterebildiğim için hem seviniyorum, hem kendi adıma, yerde bezgin bezgin yatan ormanlar kralıyla gözgöze gelince utanıyorum. İşte böyle bir ikilem yaşıyorum, a dostlar.





Hayvanlara yiyecek vermemek gerekiyor ama uyarı levhalarına kimse aldırış etmiyor. Daha önce bu yüzden bir zürafa ölmüş. Birde zavallı timsah, başına atılan bir taş yüzünden ölmüş. Ne yazık ki şehir efsanesi değil, gerçek. Yine de çocukların elinde yetişkin(!)lerin verdiği bisküviler, hayvanlara uzatılıyor, onlarda çok keyifli yiyorlar. yedirilmesinde sakınca olmayan şeyler de var, meyve ve kuruyemiş. İçerde de satılıyor , bu da zaten can çekişen hayvanat bahçesi için bir gelir. Kuşlar ve maymunlar inanılmaz sevimli çekirdek yiyorlar. Gerçekten çok başarılılar. Maymunlar ellerini kafeslerden uzatıp inatla çekirdek istiyor, bir de ucunda teneke tas olan zincirler var, içine çekirdek koyunca, üstten çekiyor maymunlar, aynen, bakkala sepet sallar gibi...












Gitmeden önce Duru ya 'sana zaboomafoo nun gerçeğini göstericem' demiştim, Çıkışa yakın bir yerdebuldum lemurları ama Durucum yüzünü buruşturdu, pek benzetemedi, sanırım hayal kırıklığına uğradı.



Kafeslerin bazılarında bakım masrafını üstlenen tanıdık isimler yazıyor. Mesela bu sponsor biraz ironik olmuş :)




http://www.cocukvizyon.com/ dan alıntı;

Türkiyenin tek özel hayvanat bahçesi ve botanik parkı. 200.000 m2 içerisinde 3000 hayvan yaşıyor. 300 çeşit hayvan ve 500 çeşit botanik bitki bulunuyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen sürüngenler, memeli hayvanlar, kuşlar, balıklar tanışmak bizleri bekliyor. Parkta görebileceğiniz sürüngeler arasında Piton Yılanı, Timsahlar ve Yeşil İguanalar bulunuyor.

Pek çok yeni kuşla tanışabilirsiniz: Beo, Buserus Rinoseros, Büyük Boynuzlu Gergedan, Cennet Turnası, Emu Deve Kuşu, Fare Şahini, Flamingo, Golilat Balıkçıl Kuşu, Gri Papağan, Kaya Kartalı, Kelaynak, Nandu Güney Amerika Deve Kuşu, Penguen ve Puhu Baykuşu. Baboon, Bengal Kaplanları, farklı çeşitlerde maymunlar, Korsak Tilkisi, Lama, Poni Atları, Sibirya Kaplanı, Vaşak, Yaban Domuzu ve Zebra da parkta yaşayan memeli hayvanlardan bazıları... Açık akvaryumlarda daha önce görmediğiniz balık türleri bulunuyor.

Parkta hem çocukları hem de büyükleri yeni keşifler bekliyor. Park şehir hayatında doğayı sadece kitaplardan, resimlerden, filmlerden tanıyan çocuklara hayvanları ve bitkileri yakından tanıma fırsatı sunuyor. Ayrıca bir de Çocuk Oyun Bahçesi var.

Her gün 9.00-17.00 saatleri arasında gezilebilir.

Web: http://www.bosphoruszoo.com.tr
Web: http://www.hayvanat-bahcesi.com




Boğaziçi Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı'na İstanbuldan otobüsle ulaşılabiliyor, giriş ücreti, 15 tl.

Devamını Oku »

Oyun hamuru



Oyun hamururlarımız anneannede durur, eve getirmeyiz. Bizim halılarımız batmasın, aman iş çıkmasın diye. Ama çocuk ta artık istemeye başladı, haklı olarak. Evde yapabilirmiyim diye düşündüm, baktım, daha önce düşünenlerde olmuş :), en basit tarifi uyguladım, hamur işinde çok başarısız olan ben bile becerebildim. Baharatçıdan gıda boyası aldım, malesef sadece iki renk vardı, nefret ettiğim turuncu ve kötü bir yeşil.



.Üç bardak un
.Bir bardak su
.Çeyrek bardak tuz
.Gıda boyası
.Bir çorba kaşığı sıvı yağ

Ölçü olarak çay bardağı kullandım, yinede çok fazla oluyor. Gıda boyası dışındakileri karıştırıp yoğurduk, sonra parçalara ayırıp gıda boyasıyla renklendirdik. Pişirilerek hazırlanan tariflerde var ama ben tercih etmedim :) Hazır olanlar gibi ufalanmadı, çok tuzlu olduğu için Duru yemeye çalışmadı, ağzı kapalı olarak bekleyince de kuruyup bozulmuyor. Kalanaları da Babamızın Danone kaplarına doldurduk.



Hamur şekillendirme kalıplarımı Durucum çoktan yürütmüştü, zaten bana gerekeceğini sanmıyorum. Kelebek, yıldız fln yaptık, dıttıt dırıt dıt yaptık, bi de baktık, akşam olmuuuşşşş...

Devamını Oku »

Bunlarda aylinteyzeee den




Devamını Oku »


Sabah çok açık bi hava vardı, tabi ben işi gücü bitirip merkepçimi dışarı çıkarana kadar güneş falan kalmadı, yinede mutluyduk ama yine o korkunç fırtına geldi, şıp şıp damlamaya başladı, çocukları kapıp içeri kaçıştık, gerçi onlar çok eğlendiler, Durucum kıkırdayıp durdu kucaklayıp koştururken.



Eve dönüncede, okuduğumuz bi hikayeyi hatırladık, Cem dışarda oynarken yağmur başlayınca evde oynamak zorunda kalmıştı, şahane geri bildirimler yaptık, cuk oturdu, araya bi de arkadaş ziyareti sığdırdık, Selinciğinde doğum günüymüş, Evde yanlız çizgi film seyrediyomuş, beraber cep tel. dan kolbastı eşliğinde hoplayıp zıpladılar ,bisküvili pasta yediler, işte küçücükte olsa bir doğumgünü partisi , kızlar için...



Bu aralar Durucum çok hoş cümleler kuruyor;
_Anne beraber sohbet edelimmiii?
_Anne seni çok seviyorum
_Güzel annem...

İlk duyduğumda inanılmaz mutlu oldum. Anlıyorum ki herşey bunları duymak içinmiş...

Devamını Oku »

Aşkımmm baksanaa banaaa aşkımmm, bakarmısınn anneyeeee...


Son bisiklet sefamızdayız. Dün gece korkunç bir hava vardı, balkonda demir sandalyeler yer değiştirdi,saksılardaki topraklar yere döküldü. Önceki sene içi toprak ve çiçek dolu orta boy bir saksı kayıplara karışmıştı. Bir kere de saksı dik olarak şöminenin üstünden yere düşmüstü, altındaki tabak kayıp ama saksı yerde dimdik ayakta duruyordu :) Biraz rüzgarlı bir yerde yaşıyoruz da...
Durunun inatla satranç tahtasını açtırmaya çalışmasının nedenini yeni çözdüm. Tavla sanıyor.

Devamını Oku »

PAZAR GEZMESİ


Havalar süper, pazar günü için tüm günü dışarda geçirme planı yaptık. Aslında akşam; Gebzeden trenle Kadıköye geçelim, ordan vapur şurdan metro burdan bilmemne diye konuştuk ama sabah kahvaltıda dialog şöyle gelişti;
- trenmi araba mı?
- araba.
- bencede.
- dimi
- evet abartmayalım.
- yaani...
- haklısın.
Okuldayken Eskişehire hep trenle gidip geldik, çok ta keyifliydi tren yolculuğu. Dışarda kar manzarası varken, genelde fazla sıcak trenden dışarıyı seyretmek te güzeldi, tanıdık görüp muhabbet etmekte, vakit kısıtlaması olmadan kitap gazete okumakta, restoranda takılmakta.Durucumla da nostalji yolculuğu yapmak ilginç olur gibi gelmişti ama düşününce zor geldi. İşte buda yaşlandığımızın başka bir işareti...





Taksim anıtının önünde fotoğrat çektirmek adettendir ama Duru hnm, çayır çimen daldı parka. E biz bu tarafların yabancısıyız olur o kadar. Çocuk çocuk...



Kuşlara yemde attırdık kızımıza, hiç bir aktiviteyi es geçmedik, ne gerekiyorsa, ne lazımsa artık,



Durucum 11 aylıkken gitmiştik mc donalds a birde şimdi. Senede birrr günnnn ancak gidiyoruz demekki bizde.



Yoruldular...



Başladığından beri Beyoğlu sahaf fuarına gitmek istiyordum ama çok sapa! kalıyordu, son gününe yetişmek süper oldu, Beyoğlu turumuz da bonusu...




Bizimkiler doğaçlama olarak fuar panosunun önünde dans ediyor, ben yönlendirmedim...



Duru eski fotoğraflarla bayağı ilgilendi, ben kitap bakarken babasıyla Meraklı Minik'in eski sayılarından almışlar. Tübitak yayınlarından, çocuklar için bilim teknik dergisi, çok eğlenceli, seviyoruz ailecek.



Parka uğramadan olmaz tabi. Hüseyinle Yavuz da geldi, Duru öğlen uykusu yapmadığı halde bütün gün keyifliydi. Evde hazırlanırken giyinmemek için sürekli benden kaçtı, babası da ben de bayağı efor sarfettik,
-biz gidelim, duru evde kalsın,
-tamam çıkalım biz
taktiği de işe yaramadı ve beni çok gerdi ama sonrasında bizimle çok uyumluydu, çok eğlendi.



Otopark manzarasını da eklemeden edemeyeceğimmmmm



Bir de akşam kahvesi, günü tamamladık, Durucum 9buçukta koltuğunda uyudu, eve girince kucağımda yatağına bıraktım, gözünü açmadı bile...

Devamını Oku »