Bir şey eksik, o da enerji....


Bu ara gerekmedikçe kolumu bile kaldırmak istemiyorum. Enerji tasarrufu moduna aldım kendimi. Yazmak ta içimden gelmiyor. Ay sonunda bir tatil planlıyoruz. Gereken enerjiyi ve sinerjiyi toparlayabilirsem, dönüşte, kaldığımız yerden devam....

Devamını Oku »



Hafta sonu yapılan 'sulu şaka'ların resimleri... Elinde hortumla, sırayla bahçeye her çıkanı ıslattı, pek neşelendik, e bide kavuşmanın sevinci var, naapsa kikirkikir gülüyoruz...


Duru'daki Değişimler inanılmaz hoşuma gitti. Sanki üç hafta içinde büyümüş, daha olgun bi çocuk olmuş. Kendi başına oynamaya başladı ki bizim evde daha önce görülmemiş bi durumdur. Tabi bunda benim de payım var ama evde yatağına oturup, 10-15 dk. boyunca sessizce oyalandığına ilk kez şahit oluyorum. Kısa süreli sessizlikler hep yaramazlık belirtisiydi daha önce...Aylinin aldığı doktor setiyle, günlerdir aynuyor, sırayla doktor oluyoruz, bu üçüncü dr. seti ama ilk defa amacına uygun kullanıyor, oyun kuruyor. Dilimiz daha da çözülmüş, daha da ballı karamelli bişe olmuş. (özlemişin çocuğu gelmiş)
-Neden hasta oldunuz? göbüşünüzü açarmısınız? iğne yapıcam ama ağlamayın tamammı? şeklinde, her doktorun hastasına sorduğu soruları soruyor ama buraya dikkat; 'sizli-bizli' oluyoruz. Profesyoneliz.
Salondaki koltokların yerini değiştirmiştim,
-koltukları değiştirmişsiniiiizzzz- diye şaşırdı, inceledi bir süre...Balkonda belirmeye başlayan domatesleri gösterdim, hemen kopardı bi tanesini, sonra söz verdi, olgunlaşmadan koparmama konusunda uzlaştık. Sürekli bitki sulamak istiyor.
Calliou yu merak ediyordum, malum bir süredir görüşemiyorduk, o da hayatımıza geri döndü, akşam yine koltukta sarılıp uyuduk, sonra odasına yatırdım, yani her şey eskisi gibi, azalan herhangi birşey yok, artışta sevgimiz...

Devamını Oku »

Bebeğim yanımda...





Durucummm gellldiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!

Cuma akşamı uyuyamadım stresten. Yağmur çiselediği için, gece yolculuğu olduğu için, kötü düşünceleri atamadım kafamdan. Cumartesi sabah herhangi bir aksilik olmaksızın 6 gibi ist. a indiler ananesiyle. Bende 11 gibi gittim, bana trip attı; -biz taa nerden geldik, sennn gelemedinnnn, kafaltı hazırdııı bekledikkk! diye, numaradan kızdı bana, sonra sarıldık sarıldık, koala gibi yapıştık birbirimize. Hafta sonu herşeyi benimle yapmak istedi, markete giderken bile yanlız çıkmama izin vermedi. Birlikte gittik, yolda yağmur patladı, deli gibi yağmaya başladı, markete sığındık, Aylin şemsiye yetiştirdi, yine de ıslandık, eriycektik nerdeyse. Pazar da babasıyla gezdi, bahçede oynadı, yeniden beraber olmak çok güzel...

Korkum, işe gelirken, Melek teyzeye bırakma kısmıydı, üzlürmü, ağlarmı acaba diye endişeliydim, ama üzmedi bizi meleğim, koştu hemen, konuşmaya başladı, sonra öpüştük, el sallayarak uğurladı bizi. Sonra da Melek teyzeye sarılıp,
-seni çok özlemiştiiimm demiş. Sevgi pıtırcığım benim.


Bu da köylü güzeli Durulmuş'umun SMS aracılığıyla ulaşan son fotoları... Yanaklara kan mı gelmiş, yoksa bana mı öyle gelmiş günlük?

Devamını Oku »

Hafta sonu, hafta sonuuu hhuuhhuuuuuuu



Cumartesi Kadıköyde kankalar toplaşması vardı. Tabanlarımız yanana kadar dolaştık. Çocuğunu annesine atmış, sorumsuz ve ilgisiz anne olarak, özgürce gezdim. Ayşe'nin
-yaa hep siz aldınız ben hiçbişe bulamadıııımm, mızmızlanmaları ve Aylin'in
-ben hafta sonu için elbise bakıcaktıııımmm, şuraya da gireliiiimmmm' huysuzluğuyla mücadele ederek!!! geçirdim cumartesimi.

Pazar sabahı, kalktım arka bahçeyi temizledim, ağaçlardan dökülen yapraklar ve kediler yüzünden, bahçe ören yeri kazı alanı gibiydi. Ferhat alışveriş yaptı, Aylin masayı hazırladı, Ayşeler geldi kahfaltıya. Sonrasında da tabu oynayalım dedik, 5 e kadar kalkamadık masadan. Günün tabu bombası Aylin den geldi;
-hani demin dedin ya brus brus.. brus pitt
-brad pitt mi
-evet evet, onun karısı
-ancelina coli
-onun filmi
-tom raydır
-onun adı
-lara kroft
-evet!
-yuh!

Kızlar olarak biz, Sex and the city'e bilet kazandık, mısır kaybettik, Meydana gittik ama hava çok güzeldi, canımız filme girmek istemedi, dışarda vakit geçirdik.

Akşam da Kaya çifti yle King'e yetiştik. Son günlerde yeniden hastalığımız oldu, işten sonra King oynamaya gidiyoruz, Duru Cuma geliyor, sonra tedavi olucaz nasıl olsa...

Devamını Oku »

Kıyafet mimi


Prenses kuzu Defne'nin annesi göndermiş. Defnenin annesi, Duru günlerimiz'i açıp ilk postu yazdığımda hemen yorum yapmış, ilk yorumu yazarak beni heyecanlandırmıştı. İşte bizim kuzular böyle online paylaşımlı olarak büyüyorlar. Öpüyorum Gökçeyi. Mim seçme ve yerleştirme sorularını çözmeye başlıyorum hemen;

1-Nasıl Giydiriyorsunuz?
Rahat ve şık giydirmeye çalışıyorum, Uyumlu olması mutlak kural!
2-Marka mı? Pazar mı? Semt butiği mi? Nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?
Hepsinden. LCW lere alerjim var, bütün baskın renklerin aynı tshirt üzerinde olduğu birde kocaman logo basılmış kıyafetleri çocuklara yakıştıramıyorum. Daha uçuk tonlarda, daha sade alıyorum. Çok beğendiğim markalar var, mutlaka girip dolaşırım, dayanamayıp bazen ihtiyacı olmadığı halde bişeyler alırım ama pazarda ve export kıyafet satan mağzalarda da çok güzel markalar var. Baby Chic diye bir marka var mesela, pazarda ve ihraç fazlası kıyafet satan mağzalarda, bu yeşil etiketli markayı ararım. Hem kumaş kalitesi hem de olması gerekenden fazla süs, taş tuş pul vs. kullanmadan, şirin kıyafetler tasarladıkları için. Bu arada böyle bir mağazası olan arkadaşım Seher'in söylediği bir şey var, ihraç fazlası ürünler, daha kaliteliymiş , çünkü yurt dışı pazar için üretiliyor-muş.
Yaz kış, salopet en sevdiğim çocuk kostümü.
Bir de aynı renk ya da benzer şeyleri giymeyi seviyorum kızımla.
3-Terlik mi? Sandalet mi?
Terlik konusunda Duru pek başarılı değil, hep takılıp düşücekmiş gibi geliyor, yazın ayağını rahat ettiren sandalet, ayakkabı bulmakta zorlanıyoruz. Genelde bir yerinden sıkıştırıyor, ya da kızarıyor ayacıkları, değiştirerek, giydiriyorum hepsini. En çok spor ayakkabıyı yakıstırıyorum daha serin havalarda.
4-Haftada 3-5 defa makine döndüren çamaşır canavarlarının cicilerini ütülüyor musunuz?
Sadece 'beni ütüleeee! diye bağıran elbiselerini ütülüyorum. Domestik ev işleriyle hiç aram yok, sadece olması gerektiği kadarını yapıp, kalan vaktimi Duru'yla eğer ordan da artarsa, film-kitap-hobi şeklinde değerlendirmek, yaşam felsefem.
5-Şapka sorun mu? Nasıl çözüyorsunuz?
Evet. Sürekli kafasındaki şapkayı çekiştirip, yerleştirmeye çalışarak çözmeye çalışıyorum.
6-Malum deniz mevsimi açıldı? Mayo kullanıyor musunuz? Öneriler?
Sadece bikini altı alıyorum. Takım olanların da üstünü çok kullanmıyoruz, önemli olan rahat hareket etmesi. 50 Faktör sebamed'ten çok memnunuz.

herhalde herkes mimlendi, Gücübe'ye gönderelim bizde...

Devamını Oku »

Ayşegül Trende


Duru hala Amasya'da. Ev inanılmaz düzenli. Hiçbirşey yerinden oynamıyor. Durunun odasındaki oyuncaklar, hareketsiz, bıraktım yerde kalıyor hepsi. Eve yürüyerek gidiyorum ama artık gidince ayaklarımı sehpaya doğru yavaaaşşça uzatıp, film seyrederken dinlenebiliyorum. Bazen de çok özlediğimi hissediyorum, keşke şimdi yanımda olsa, ortalığı dağıtsa diyorum. Sürekli telefonla konuşuyoruz, anneannesi anlatıyor neler yaptığını, resimlerini gönderiyor.


Eve doğru yürürken düşünüyorum, içimde bir suçluluk duygusu var, böyle uzun ayrılıklara cesaret ediyorum, ben rahat bi annemiyim, sevgisi az bi annemiyim, başımdan atmış mı oluyorum ben şimdi, ben kimim, neyim?
Bazen başka annelerle konuşuyoruz, özellikle komşularım hemen Duruyu soruyor, anneannesiyle gezmede' diyorum. Bazısı,
-'aaa nasıl dayanıyosuuunn, ben hayattaaaa!!! diye içimi burkan yorumlar yapıyor, bazısı,
-'ama anneannesiyle kalmayı seviyor Duru, iyi yapmışsın, tatil olmuş ikisine de, Buralarda çocuklar evde hapis vs....diye beni destekliyor. Ama sanırım bundan sonra her yaz bir amasya tatili yapacaklar kızlar, çünkü Duru çok sevdi. Anneannesine sarılıp
-anneanneciğim, seni çok seviyorum, teşekkür ederim beni getirdiğin için' şeklinde yalakalığını da yapıyormuş.
Bende çocukları üzmeyen ayrılıkların, anneye de babaya da çocuğa da iyi geldiğini, özellikle çocuğu anneye bağımlı büyüme riskinden uzaklaştırdığı düşüncesiyle oyalıyorum kendimi. Bu bağımlılık konusu benim için önemli. Durunun arkadaşının annesinden bir yorum;
-ben kesinlikle ayrı kalamam, büyüyünce de o nereye ben oraya, şehir dışında okursa ben de giderim mutlaka....
Beni benden alan bir yaklaşım. Allah ayırmasın tabiiki ama bizim görevimiz hep yanında olmakmı gerçekten yoksa yanında olamayacağımız zamanlar için onu hayata hazırlamakmı?


Neyse günlük, takma sen kafana bunları, Duru tren görünce heyecan yapmış, anneannesi de bindirmeye karar vermiş. Beni aradılar,
-anne ben ti-reen-deyiiimmm diye üstüne basa basa anlattı. Bayıldım bende tabi.

Devamını Oku »

palukçu


Önceki gün 4,30 da kocam aradı
-Balığa gidiyoruz geliyomusun? dedi,
-Hımmmhımmmm.... geliyorum! dedim, 5 e kadar toparladım işlerimi, biraz da bekleterek yetiştim. Ferhat, Murat, ben. Yanımıza abur cubur aldık.Eskihisar'da 3 saat kadar kayığın içinde sallanarak muhabbet ettik. Kendimi okulu kırıp gezmeye kaçmış gibi hissettim. Ayacıklarım suyun içinde yatıp onların okul muhabbetlerini dinledim. Balık işine bulaşmadım, 'katliamınıza ortak olamam, ama yerim gerekirse' dedim ama zaten sadece feroşun çaparisine iki tane şapşal balık takıldı, onlar da gözlerinden yakalanmışlar, çıkarıp attık, iki tane kör balık görürseniz, sebebi benim kocamdır!

Devamını Oku »