Huysuz Duruşum iyiden iyiye bir yeni ergen genç kız havasında. Bazen fotoğrafını çekmek için yalvarmam, tehdit etmem gerekiyor, bazende kendi kendine hallenmeye başlıyor, 'şöylede çek, böylede çek anne' diye...Müzik delisi olduğu için bir mp3 çalara bayılır diye düşündüm, yanıltmadı beni. İçine de ingilizce çocuk şarkıları, masallar doldurdum. Netten indirilebiliyor, özellikle grimm kardeşlerinkilere bayılıyorum, çocukluğumu hatırlattığı için belki. Travmatik korkunç morkunç ama günlük, Müşfik Kenterin sesinden de dinlemek ayrı bir zevk. Gece dinleyerek uyuyor, arabada camdan dışarıyı seyrederken, resim yaparken, yanına bir arkadaş bulduğunda beraber dinliyor. Çok sevdi.
Akşam üstleri, Demir'le beraber ablasını okuldan almaya gidiyoruz. Dönüşte de bi sohbet, bi muhabbet. Çok neşeli anlatıyor okulda yaptıklarını. Geçenlerde yanımızdan irice bir köpek geçti. İstifimizi bozmadık yine. Ama köpekçik pek titrek, bakımsız bi şeydi. Bi hüzün çöktü bize.
-anne , neden öyle titriyo? diye sordu Duruş,
-hasta galiba, dedim. Bizim sesler çatallaşmaya başladı.
şimdi nereye gidiyodur? diye devam etti hüzünlü sorular.
-belki anneannen gibi yemek ,su veren biri vardır, onun yanına gidiyordur, dedim.
-hiç sanmıyorum, dedi. Herşeyi de bil zaten. Sessiz sessiz ağlamaya başladı. Bir eli pusetti bırakmıyor, diğer elinin tersiyle gözyaşlarını siliyor bitanem. İnci taneleri süzülürken yanacıklarından içim ezildi.Öptüm datlu yanacıklarından. Bi süre sessiz yürüdük, sonra aklına bu gün bakkaldan ne alacağı geldi. Her gün 1 lira veriyorum, cebine büyük bir keyifle yerleştiriyor. Sonra da sitenin bakkalından bi şey alıyor kendine. İyiki çabuk unutuyorlar...
-
Çalıkuşu diye bir dizi, Lamia diye de bir karakter vardı. Öğretmeni Duruşun saçlarını böyle örünce onu anımsattı bana. Ağaçlara da tırmanırsa aynısı olucak...İncisu'yla bahçenin tadını çıkarıyorlar bu ara...
Akşam üstleri, Demir'le beraber ablasını okuldan almaya gidiyoruz. Dönüşte de bi sohbet, bi muhabbet. Çok neşeli anlatıyor okulda yaptıklarını. Geçenlerde yanımızdan irice bir köpek geçti. İstifimizi bozmadık yine. Ama köpekçik pek titrek, bakımsız bi şeydi. Bi hüzün çöktü bize.
-anne , neden öyle titriyo? diye sordu Duruş,
-hasta galiba, dedim. Bizim sesler çatallaşmaya başladı.
şimdi nereye gidiyodur? diye devam etti hüzünlü sorular.
-belki anneannen gibi yemek ,su veren biri vardır, onun yanına gidiyordur, dedim.
-hiç sanmıyorum, dedi. Herşeyi de bil zaten. Sessiz sessiz ağlamaya başladı. Bir eli pusetti bırakmıyor, diğer elinin tersiyle gözyaşlarını siliyor bitanem. İnci taneleri süzülürken yanacıklarından içim ezildi.Öptüm datlu yanacıklarından. Bi süre sessiz yürüdük, sonra aklına bu gün bakkaldan ne alacağı geldi. Her gün 1 lira veriyorum, cebine büyük bir keyifle yerleştiriyor. Sonra da sitenin bakkalından bi şey alıyor kendine. İyiki çabuk unutuyorlar...
-
Çalıkuşu diye bir dizi, Lamia diye de bir karakter vardı. Öğretmeni Duruşun saçlarını böyle örünce onu anımsattı bana. Ağaçlara da tırmanırsa aynısı olucak...İncisu'yla bahçenin tadını çıkarıyorlar bu ara...