Duruyu beklerken nerdeyse tüm annelerin hemfikir olduğu o mükemmel duyguların hiç birini hissedememiştim, kalp atışlarını duyabildiğiniz , sıvı dolu bir göbeğin içinde yüzmeye çalışan hamur gibi bir canlıyı görebildiğiniz aletlerde beni heycanlandırmamıştı -sardı korkular, gelecek yıllarrr- sendromuyla uğraşıyordum vs, ama Durunun gelişiyle birçoğu kendiliğinden halloldu. Kalanlar bazen beni zorlasada Durunun ve zamanın yardımlarıyla belki tamamen iyileşirim , belki burda yazar içimi döker, rahatlarım belki herşey süper olur bu dünyanın en güzel gönüllü köleliği için ikinci kez cesaret bulurum. Belki yorgunluklarda paylaşıldıkça azalıyordur, deneyelim bakalım.
Eğer şanslı günümdeysem, sessiz, sakin, yanlız sabah saatleri günün en kıymetlisi oluyor. Çok sık gerekli şartlar bir araya gelmiyor tabi, ender zamanlar onlar... Duruşun okul koşturmacası olmaz da anneanne ya da baba okula bırakırsa, Demir kendini aşar da uzun uzun uyursa, Ferhat erken çıkmış ama çıkarken Demiri de uyandırmamış olursa... Hemen mutfağa koşup kahfemi hazırlıyorum, pazar gününden kalma gazeteleri okuyorum, blogcum seninle buluşyorum ama en güzeli sessizlikte kafamı dinliyorum... Sessizlik gerçekten nimet ve benim yüksek sese hiç tahammülüm yok, muhtemelen hatırlayamadığım bir yaşlının fena ahını aldım ki, artık bende o lanetli cümleyi kuruyorum; - susuuun çocuklaaaaarrrr bağırmayınnnn, kafam götürmüyooorr...
Daha önce bahsetmişimdir belki, evdeki çocuk sayısı klasik hesaplamalarla doğru sonuç vermiyor, mesela 1 +1 = 2 çocuk değil, daha fazlası. Bir araya geldiklerinde müthiş bir sinerji! çıkıyor meydana. Çünkü birbirlerinin yemek, uyku, oyun gibi ayarlanmış düzenlerini bozuyorlar, örneğin, ses olunca daha az uyuyor, daha keyifsiz oluyorlar , daha az yiyorlar gibi gibi... Ama bazen de çok güzel kaynaşıyorlar, tarifsiz fotoğraflar veriyorlar, hayranlıkla seyrediyorum, o da ayrı... Bu günlük yakınmalar bu kadar... Oooopppppsss Demir uyandı, görüşürüüüüzzz...
hahaaaaaaa o yaşlı bana da rastlamış bir ah da bana etmiş olabilir.son beş sene öncesine bas bas şarkı dinleyen ben sezsizliği bozan herşeye sinir oluyorum ki oğlumun sesi bir mikrofon yutmuş gibi en kısık sesinde sorun yok ama sesi yüksek eşimle akşamları bir araya gelince o huysuzu ihtiyarlar gibi habire bağrıyorum"susun susun lütfen susun".allah seni inandırsın oğlumla eşim konuşunca ben tv de ki hiç birsei duymuyorum yeminle:)onlara karşın daha çok açıyorum tv nin sesini ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor ben ikinci çocuklu halimi şimidlik düşünmüyorum bile:)
BULUT ATLASI cloud atlas
-
Uzuuunn zamandır seyreylediğim en güzel film, çok şey yazmak mümkün ancak,
üşeniyorum, mutlaka izleyin diyorum. Biraz uzun, 3 saat kadar sürüyor
sanıyoru...
hahaaaaaaa o yaşlı bana da rastlamış bir ah da bana etmiş olabilir.son beş sene öncesine bas bas şarkı dinleyen ben sezsizliği bozan herşeye sinir oluyorum ki oğlumun sesi bir mikrofon yutmuş gibi en kısık sesinde sorun yok ama sesi yüksek eşimle akşamları bir araya gelince o huysuzu ihtiyarlar gibi habire bağrıyorum"susun susun lütfen susun".allah seni inandırsın oğlumla eşim konuşunca ben tv de ki hiç birsei duymuyorum yeminle:)onlara karşın daha çok açıyorum tv nin sesini ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor ben ikinci çocuklu halimi şimidlik düşünmüyorum bile:)
Ahhh canimmmm sende cok çekmişin yaff...
Damla'nın sesini duymalısın, ben böyle ses görmedim :)
ya birde beni düşünsene...
Sessiz sakin bir yemek yemeyeli sahi ne kadar zaman oldu?
:(