Son Kararım...

Yaz sıkkınlığı mı, üç senenin bıkkınlığı mı bilmiyorum ama benim pek yazasım gelmiyor bu ara. Koskoca ayı iki postla geçiştirenler var aramızda. Bu sene yine yıl dönümümüzü unutmuşum günlükçüm, üç senedir beraberiz senle, ki, 6 senedir de kocamla beraberiz ama hiç evlilik yıl dönümümüzü hatırlayamadım şimdiye kadar, üstüne alınma yani...

Bir de hava sıcak, dışarılara dışarılara atıyoruz kendimizi, tebdili mekanda var olduğu iddia edilen ferahlığın hayaliyle, mecazi aşka inandık güneşli havalarda...
Duruş'un da anneanneyle Amasya zamanı geldi çattı. Valizlerimizi hazırladık, (iki valiz doldurmuş olması üzerine çok düşünmek istemiyorum) hediyelerimizi hazırladık, boya kalemlerini hazırladık, mp3 çalarını, gerekmemesi ümidiyle ateş düşürücü şurubunu, takısını tokasını, bikinisini, pekmez karışımına kadar yerleştirdik valizine. Öğlende sevdiği poğaçayı yaptık, yolluk kabilinden, seyahat yastığını da koyduk yan çantasına. Anneanne istanbuldan bindi gece 22.00 de, bizde burdaki otogara gittik, yolcumuzu uğurlamak için. Çok neşeliydik, şakalar, gülüşmeler...Otobüs otogara girince Duruşla koştuk anneannenin yanına Duruşu yerleştirmek için...Sonra birden Duruş ağlamaya başladı, hatta bağırarak ağlamaya başladı, bana yapışıp, 'gitmiycemmmm seninle kalmak istiyorummm' diye bağırdıkça, çocuk kaçırıyormuşuz gibi bir manzara oluştu. Annemse elinde Duruşa aldığı balon tabancasını sallayarak ikna etme çabasındaydı umutsuzca...Daha fazla rezil olmamak ve çocuğuda ağlatmamak adına yerine yerleşmiş bavulları tekrar çıkarttırıp apar topar döndük evimize... Anneanne mahzun, tek başına gitti bu sene...Biz de ertesi gün, vedalaştığımız okulumuza...


 Aslında gün içinde çok fazla işaret gelmişti Duruştan. Herhalde beş kere falan yanıma gelip, mır mır sesiyle,
'aslında senin yanında kalmak istiyorum, ama anneannemle de gitmek istiyorum' dedi, bende ısrarcı olmamak için, 'sen bilirsin, akşama kadar düşün kararını ver' dedim, ama içinde çözemedi demek ki hayatının bu ilk büyük ikilemini :) Bir de tabi bu sene Demirin oluşu çeldi aklını sanıyorum...

Bununla birlikte başka bir durum; yaz okuluna başladılar, -geçen sene de yaz okuluna gitmek istememişti- bu sene bayılıyor, öğretmenlerinden de çok başarılı yüzdüğü haberleri geliyor... Tercihleri değişiyor, bu normal ama biraz hızlı değişiyor sanki, ne dersin günlükçüm?

Devamını Oku »

Demir Emilimi

Neşeli Demirciğimiz 6 aylık oldu. Pamuk gibi yumuşacık ve ılık elleri var, bir de kapanmayan göbüşü! Anne sütüne devam, ek gıdalara da başladık. Günlük yoğurdunu, sebze çorbasını ve meyvesini yiyor, artık su da içiyor. Şu an sevmediği yiyecek yok gibi, umarım beni yemek konusunda Duruş kadar zorlamaz ve böyle devam eder. Yemeyen çocuk bir çeşit ömür törpüsüdür malum...


Ablamız okuldan gelirken, moda olan virüslerden bir demet yapıp eve getiriyor ve kardeşine de ikram ediyor, üst solunum yollarıyla ilgili sıkıntılar yaşıyoruz bazen, ben de anne sütü ikram ediyorum, birkaç sıkıntılı geceden sonra hallediyor kendi içinde, ilaçsız devam etmeye çalışıyoruz, bakalım nereye kadar...


Yatırdığımda yana doğru hamle yapıp biraz debeleniyor, tam dönüşünü tamamlayıp kaplumbağa gibi başını kaldırıp biraz bakınıyor, akabinde, yorulup huysuzlanmaya başlıyor, yani oyun halısına bıraktığımda biraz oyalandığı güzel günler de çabuk geçti...
Kucağıma aldığımda yumuşak omuzlarına, gıdısına kafamı gömüp kokluyorum, öpüyorum...Anneyle çocuğun en çok tensel temas halinde olduğu, en çok öpüşüp koklaştığı zamanlardayız. Biliyorum, giderek azalacak , çocuklar büyüdükçe daha az öptürecekler kendilerini bize...

Devamını Oku »