Duruşun bebeklik halini tam olarak gözümde canlandıramıyorum. Demir sildi, üstüne de kendi görüntüsünü kaydetti sanki. Sence bu normalmi günlükçüm? Bir şarkıyı dinlerken aynı anda başka şarkıyı da çıkaramam ya, onun gibi. Sence bu normalmi?
Her gün Duruyu almaya gidiyoruz Demir'le. Kapıya yaklaşırken gülmeye başlıyor. Nede çabuk öğrendi gezmeleri... Kime çekti bu çocuk bilmiyorum! Bir de ablasını görünce çok mutlu oluyor, babası geldiğinde ellerini dizlerine vurarak gülmeye başlıyor. Kral tv açıyoruz, Duruş ilginç dans figürlerini sergilerken Demir yine dizlerini döverek ve kahkahalar atarak ona eşlik ediyor. Kucağına Durunun org'unu koyuyorum, piyanist şantörler gibi sevinerek komik sesler çıkarıp eğleniyor. Yani keyifli olduğu zamanlarda böyle aktivitelerle meşgul ama çoğunlukla da sıkılıyor ve onunla ilgilenmemi, kucağımda gezdirmemi istiyor. Neşe balonumuzun yavaşça söndüğü zamanlar başlıyor.
Duruş hala resim yapmaktan sıkılmadı. Genelde eve döndüğümüzde de çizgi film seyrederken bile resim yapmaya devam ediyor. O unutursa ben yanına yerleştiriyorum kalem fıçısını ve defterini, en azından gözünü ayırmadan tv. a odaklanmamış oluyor. Sulu şakalara da devam. Bir bardak suyla üstünü başını ve de halıları koltukları ıslatıp, hiç utanıp sıkılmadan yine su isteyebiliyor. Çocukların suyla oynamaktan vazgeçme yaşı nedir acaba?
Kardeş kıskançlığı meselesinde de sıcak günleri atlattık. Hep Demir de bizimleymiş gibi alıştı kardeşine. Sadece reflex halinde herkesin önce Demire yönelmesi, bizi çok sinir ediyor :) 'Ben Duruyu tanırım' diyen anneanne bile yan çizmeye başladı...Çok fena rol çalıyor tombul kuşum...
Bir kaç hafta önce, parkta orta yaşlı bir bayan, hızla ve direkt Pusetindeki Demirin yanına gelip gıdısını parmaklamaya başladı. -bu bölümden pek hoşlanmadım, açık yazmak gerekirse, el sürmemesini tercih ederdim- Yan taraftan Duruş hamle yapıp
-bende burdayımmmm! dedi birden. Benim yabancılarla konuşmaktan nefffret eden kızım da dile geldi sonunda!
-Ablası da burda teyzesi! filan gibi bişeyler geveledim ama kadın aldırmadı, Demiri mıncıklamaya devam etti. İnsan yalandan bile olsa
-aa ablasımısın, sen de tatlısın filan demez mi ya? Bu bölümden de hoşlanmadım işte.
Sanıyorum ki bu aralar Demirin yanında kendini biraz görünmez hissediyor ve üzülüyor, bunu görmek te beni üzüyor. Keşke benden bir tane daha olsa o da hep Duruşla ilgilense, keşke onu anladığımı daha iyi gösterebilsem...
---Elleriyle dokunarak çocuk seven yabancı büyüklerle ilgili daha küçük bir anekdot;
yine okul yolundayız, yanımızdan iki genç geçti, birisi yana doğru dönüp, pusetindeki Demirin yanağına dokunmak için hamle yaptı, ben de çocuğunu korumaya programlı her anne gibi puseti ondan uzaklaştırmaya başladım. Tamamen reflex günlükçüm. Yani yengeç gibi yan yan ilerlemeye başladık, çocuğun eli havada kaldı bir müddet, ulaşamayınca bizim koca yanağa, vazgeçti, yoluna devam etti. Ayıp ettim evet. ---
Her gün Duruyu almaya gidiyoruz Demir'le. Kapıya yaklaşırken gülmeye başlıyor. Nede çabuk öğrendi gezmeleri... Kime çekti bu çocuk bilmiyorum! Bir de ablasını görünce çok mutlu oluyor, babası geldiğinde ellerini dizlerine vurarak gülmeye başlıyor. Kral tv açıyoruz, Duruş ilginç dans figürlerini sergilerken Demir yine dizlerini döverek ve kahkahalar atarak ona eşlik ediyor. Kucağına Durunun org'unu koyuyorum, piyanist şantörler gibi sevinerek komik sesler çıkarıp eğleniyor. Yani keyifli olduğu zamanlarda böyle aktivitelerle meşgul ama çoğunlukla da sıkılıyor ve onunla ilgilenmemi, kucağımda gezdirmemi istiyor. Neşe balonumuzun yavaşça söndüğü zamanlar başlıyor.
Duruş hala resim yapmaktan sıkılmadı. Genelde eve döndüğümüzde de çizgi film seyrederken bile resim yapmaya devam ediyor. O unutursa ben yanına yerleştiriyorum kalem fıçısını ve defterini, en azından gözünü ayırmadan tv. a odaklanmamış oluyor. Sulu şakalara da devam. Bir bardak suyla üstünü başını ve de halıları koltukları ıslatıp, hiç utanıp sıkılmadan yine su isteyebiliyor. Çocukların suyla oynamaktan vazgeçme yaşı nedir acaba?
Kardeş kıskançlığı meselesinde de sıcak günleri atlattık. Hep Demir de bizimleymiş gibi alıştı kardeşine. Sadece reflex halinde herkesin önce Demire yönelmesi, bizi çok sinir ediyor :) 'Ben Duruyu tanırım' diyen anneanne bile yan çizmeye başladı...Çok fena rol çalıyor tombul kuşum...
Bir kaç hafta önce, parkta orta yaşlı bir bayan, hızla ve direkt Pusetindeki Demirin yanına gelip gıdısını parmaklamaya başladı. -bu bölümden pek hoşlanmadım, açık yazmak gerekirse, el sürmemesini tercih ederdim- Yan taraftan Duruş hamle yapıp
-bende burdayımmmm! dedi birden. Benim yabancılarla konuşmaktan nefffret eden kızım da dile geldi sonunda!
-Ablası da burda teyzesi! filan gibi bişeyler geveledim ama kadın aldırmadı, Demiri mıncıklamaya devam etti. İnsan yalandan bile olsa
-aa ablasımısın, sen de tatlısın filan demez mi ya? Bu bölümden de hoşlanmadım işte.
Sanıyorum ki bu aralar Demirin yanında kendini biraz görünmez hissediyor ve üzülüyor, bunu görmek te beni üzüyor. Keşke benden bir tane daha olsa o da hep Duruşla ilgilense, keşke onu anladığımı daha iyi gösterebilsem...
---Elleriyle dokunarak çocuk seven yabancı büyüklerle ilgili daha küçük bir anekdot;
yine okul yolundayız, yanımızdan iki genç geçti, birisi yana doğru dönüp, pusetindeki Demirin yanağına dokunmak için hamle yaptı, ben de çocuğunu korumaya programlı her anne gibi puseti ondan uzaklaştırmaya başladım. Tamamen reflex günlükçüm. Yani yengeç gibi yan yan ilerlemeye başladık, çocuğun eli havada kaldı bir müddet, ulaşamayınca bizim koca yanağa, vazgeçti, yoluna devam etti. Ayıp ettim evet. ---