Beyoğlu Sahaf Festivali 2010



Pazar günü Beyoğlu sahaf fuarına gittik. Taksim Gezi Parkında. Geçen sene olduğu gibi son gününde yetiştik ama zaten bir hafta daha uzatılmış. Bu sene daha geniş alana yayılmış, daha yoğun ilgi vardı. Hani yeni basım kitaplar bitti, bakim eskilerden kaçırdığım bişey varmı! diyenler için, kitapların içinde kaybolup birkaç saat dolaşıp, başka birşey düşünmeden serbest vakit geçirmeyi sevenler için, tavsiye olunur, bitmeden uğrayın. Benim için bu senenin incisi, 'annem savaş isterdi' kitap-çığıydı. İçinde savaş istemeyen bir sürü ismin imzası ve çoğunu da daha önce okumadığım alıntıları, notları var. iki tane de cd var, seslerini duyunca kim olduğunu anladığımız insanlar var ya, Mümtaz Sevinç, genco Erkal,Müjdat gezen, Savaş dinçel vs..., seslendirmişler kitaptaki notları. Bir de kocamın aldığı, '19.yy istanbul mutfağı' var. Bayıldık hepimiz. İçindeki fotoğraflarda çok güzel, tarifleri de. Küçük yazılarla farsça etkisindeki eski Türkçe tariflerini de eklemişler, neşeli bir kitap olmuş.




Bu arabalar o kadar çok karşıma çıktıki o gün, sanırım gerçekten alıcısı var, arayanı var ki böyle renk renk parkedilip bekliyorlar?


En sevdiğim takı, inci küpe, favori ayakabıcım inci kundura ve profiterolüne bayıldığım inci pastanesi...

Devamını Oku »

Keserim!


Durunun bu ara en büyük zevki, kağıt kıpmak. Eskiyen çocuk dergilerini veriyorum, içinden beğendiği resimleri kesiyor, işi bittiği, sıkıldığı zaman, çevresinde daire şeklinde bir kağıt yığını oluyor. Buraya kadar güzel, neşeleniyoruz, oynuyoruz ama abartıp üstündekileri de kırpmaya başladı son zamanlarda. Salona girdiğimde bi baktım, üstü başı yırtık pırtık. Eşofmanlarını, çoraplarını doğramış. Sonra söz verdi, 'bidaha üstümü kesmiycem annecim' dedi, sabah okul için giydirdim, ben hazırlanırken, çoraplarını kesmiş. Öğretmeniyle paylaştım, Durunun yanında,
-annesi keşke değiştirmeseydiniz, kesik çoraplarla gelseydi! dedi.
Bir süre makas yasağı koydum ama çok yalvarınca dayanamadım, yine söz verince bende izin verdim makasla oynamasına, yine sözünü tutmadı. Baktım ayağında çorapları var ama pamacıklar dışarda! Eşofman dizlerine yine kesik atmış! Bu sefer babası yasakladı, ben de kendimi tutup vermemeye çalışacağım makası.

Devamını Oku »

Taaaaarrrkkaaaannnnn!!!


Hay bin kunduz 'da yeni fotolarını gördüm, sonra yemeğe bahçeye gittim, öpöpöppp sesi gelmeye başladı, garsonlarla yanyana dizildik, klibi seyretmeye başladık. Tarkan kendini toparlamış, yine farkını ortaya koymuş. Biz de onun bu tarzını, bu damarını seviyoruz galiba. İstemiyoruz ingilizce mingilizce. Durucuk biraz daha büyüsün, konserine gidices kısımla, omzuma çıkarıcam, Tarrkkaaaaaaannnn diye cırlıycaz...

Devamını Oku »

Güneşli günler...


Yazın ilk ve herhalde son pikniğine gittik dün. Rabiş davet etti.Brownimizi yapıp gittik Durucumla.Hava da nefisti. Çalılar böğürtlen doluydu. Neden en kocaman meyveler ulaşılamayan dallarda olur? Toplıycam diye hertarafımı çizdim ama Durucum bol bol yedi, ağzı burnu mosmor oldu. Uyduruk bi salıncak ta yaptı Rabiş, oynadık biraz. Mangal bitti, semaver çayımızı içtik, döndük evimize. Durucum öğlen uyumadı, yoruldu üstelik, banyosunu da yapınca erkenden uyur diye ummuştum ama ters etki yaptı. Yorgunluktan uyuyamadı bir türlü, tam bir cadı oldu, herşeye ağlayarak sabrımı tükkettikten sonra daldı uykuya. Yine de güzel gündü, güneşin hala bizi terketmemiş olması çok güzel...



Devamını Oku »

Kim okurdu kim yazardı, bu düğümü kim çözerdi, başlık düşünürken aklıma geldi.




Bir kaç ay önce, kocam arkadaşının dvd arşivine dalmış, çocuğun evden dışarıya dvd çıkarma yasağını ihlal edip, bir karton torba dolusu film getirmişti, son zamanlarda bi türlü seyredemediğimiz filmlerin çoğunu seyretmiş olduk. Leon, forest gump, gibi... Kanaatim, tabiki klasikler arasına giren filmler, ki klasik yerine daha iyisi konamayan demek, yine de üstünden çok zaman geçmeden seyretmek lazım, büyüsü bozuluyor. Leonda Natali portman bacak kadarken, arkasından Vendetta birden genç kız oluverdi. Her hali güzel hatunun, kabul etmek lazım. V 'yi pek beğendim. Eternal sunshine of the spotless mind' ı tv. da sürekli yarım yamalak yakalıyordum, başından sonuna kadar seyrettim, 'sen ne güzel filmmişssin, spotlısım benim' dedim, ama nedense en çok ben beğendim, damak tadıma hitapppp ediyor demekki... İnception' ı seyretmeye de heyecanla koşarak gittik. Ama son seansa gidince ben ilk yarıda biraz kestirdim galiba :))))) sonra arada kahfe içtim, yüzümü yıkadım, direndim uykuya, iyi etmişim güzel filmmiş. Arada sırada ortaya çıkan fenomen olan filmlerden... Dövüş klübü gibi, Matrix gibi...
Starwars serisini de artık seyredelim, konusu açılıyor, cahil kalıyoruz, utanıyoruz dedik ama yok tahammül edemedik, sevmedik.


Mehmet Öz'ün YOU serisinin bütün renklerini tamamladım. Hızımı alamayıp bir de adı Akıllı hasta olanını da almışım ki bizim ülkemizde, pek geçerliliği yok, hasta hakları konusunda bilinçli olmanın. Genç Kalın da benimle birlikte dolaştı yaz boyunca. Keyifli anlatımıyla hoş bir kitap. Yine vücut sistemlerinin çalışma prensiplerini, bilinmeyen yönlerini açıklıyor ama ağırlıklı olarak sağlıklı ve güzel kalmak için yapabileceklerimizi anlatıyor. Bitmedi ama arada bir elime alıyorum, Mehmet Öz e de geçmiş olsun diyorum, okumayacağını bilsemde...


İsmail'i Aylin arkadaşından almış, bitirince de ben aldım elinden, İsmail kimdir, bir fikrim yoktu, Şah İsmail'in hikayesiymiş, babadan oğula geçen bir şeyhliği ve osmanlıyla kavgasını anlatıyor. Severim Osmanlı'yı okumayı, anlatımı da derin, güzel, akıcı...

Devamını Oku »

Bekliyorum...


Bayram TATİLimiz, herzamanki rehavetiyle bitti, işte gene döndük kürkçü dükkanımıza. Aylin'le it ayağı yemiş gibi gezdiğimiz bir gün dışında evde uzanıp kitap okuyarak, film seyrederek, geçti günler. Tabi babamı ziyarete gittik, Durucum, çiçek attı, otları kopardı, içimizden konuşup, bayramlaşıp ayrıldık yanından...Yaz bitti diye bağıran havalar ve olumsuzluklarla başladık haftaya ama güneşin son kez içimizi ısıtmak için geri döneceğine inanıyorum. Bütün gücüyle cebinde kalan son ışınları da bize doğru fırlatıp, vedalaşacaktır mutlaka. Beni de bu umutsuzluktan çıkaracak, biliyorum.

Devamını Oku »

...

Önce çalışma arkadaşımın babasını kaybettik, sonra Nehir'i okudum, en son da eşim Çocukluk arkadaşını kaybetti. Bunların hepsi bir hafta içinde oldu ve aynı hastalığa yenildiler... Üzülüp endişelenmekten başka hiçbirşey gelmiyor elden...

Devamını Oku »

BAYRAM TATİLİ RESMEN BAŞLAMIŞTIRRRRRR


Duru okulda bayram şekeri ve bayram kartı yapmış bu gün.
-Sana yaptım anneee, anneanneme vericeeemm, aylin çok şaşırıcaaakkk' diye sürekli fikir değiştiriyor. Bana da çok garip geliyor. Eskiden beraber yapardık böyle şeyleri, üüühüüüüüühühüüüüü :(((
Hastane dosyasından etkinlik dosyası yaptık. Okuldan gelince içine koyuyoruz etkinliğini. Duru kocaman olana kadar saklayıp kendisine teslim etmeyi düşünüyorum.
HERKESE İYİ BAYRAMLARRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR

Devamını Oku »

Bu da ilk sinemaaaaaa




Pazar günü 'Oyuncak Hikayesi'ne gittik. Duru da ilk kez sinemaya gitmiş oldu. Bayılllldııııı. Bende çizgi film sevmem ama beraber izlemek çok güzeldi. Özetle güzel bir gündü. Bunun dışında, bu hafta okul durumumuz ilk hafta olduğu gibi sorunsuz geçiyor. Duru kendine bir en yakın arkadaş edindi ve yine zıplayarak kapıdan kendisi girmeye başladı.




Devamını Oku »

Buzlu Çay


Bu aynı dalın çiçek açmışken ve çiçekleri meyveye dönüşmüşkenki görünümü. kışın kuru dal görünümünü de çekmiştim ama wallahi bulamıyorum. Vişneleri toplayıp, komşularla paylaşıp tek kaynatımlık paketleri annemin dondurucusuna koyduk. Bende ev için halden bir kasa alıp temizledim, kendi buzluğuma attım. annemle Duru da anneannemin bahçesinden erik toplayıp getirmişlerdi, onları da buzluğa yerleştirdim ve kışın meyve suyu stoğunu tamamlamıştım kiiiii, biz tatildeyken atlanan fatura yüzünden elektriğimiz kesilmiş, bütün buzluğum erimiş hatta buzdolabının içi ve de dışı kana bulanmıştı. Gece yarısı çok yorgun gelinen evde görmek istemeyeceğiniz bir tablo. Vişnelerim gitti, boşuna emek harcamış oldum ve saatlerce buzdolabı temizledim. Hala buzluktan zaman zaman, kırmızı kan gibi sıvı damlıyor, sanki buzlukta ceset saklıyormuşuz gibi.

Vişne mevsimi geçtiği için kara üzüm, ve mor erik doldurdum buzluğa ikisini karıştırarak kaynatıyorum ama vişnenin kusursuz ekşi-tatlı kıvamıyla yarışamaz.


Bir de soğuk çay yapmaya başladım evde, çok tuttu, kendi yakaladığım tarifin en geliştirilmiş halini de paylaşalım;
-Cam sürahi içine bir limonu halka doğrayıp üstüne bir bir kase kadar şeker döküyorum ve bir saat kadar bekliyor.
-Bir çaydanlık suyun içine iki tutam yeşil çay atıyorum, kaynamadan soğuk halde bir saat bekliyor.
-Limonların üstüne yeşilçayı döküyorum, içine bir şeftaliyi dilim dilim doğrayıp atıyorum
-Duru için eksik şeker tadını balla tamamlıyorum ama yanlızca şekerle de yapılabilir, bir çorba kaşığı nar ekşisi karıştırıyorum.
-Dolapta yarım gün ya da bir gün beklemiş hali tam tadını veriyor.
-Fotoğraf arak, belli oluyordur ...

Devamını Oku »


Durucum çok severek başladığı tahsil hayatından ikinci haftada sıkıldı. Birkaç gündür nazlanarak gidiyor. Önceki gün girmek istemedi. Bahçede yanyana oturduk, sonra öğretmeni geldi yanımıza
-Duruuu, bu gün çok eğlenicez biliyomusun? dedi, bende
-Duru bu gün gelmek istemiyor, benimle gelip yanımda sandalyede oturmak istiyor bu gün , dedim
-Ama biz bugün kocamaaaann tv. da cizgi film- patlamış mısır keyfi yapıcaaazzzz, dedi öğretmeni,
-Yok yok biz bugün öğlende tost yeriz Duruyla, dedim.
Duru biraz düşündü,
-Sen git şimdi, akşam gelirsin tamammm? dedi.
Dün sabah ağladı, öğretmeni, ağlasada kucaklayıp içeri götürmenin daha iyi olucanı söyledi. İlk defa ağlayarak ayrıldık. Bıraktıktan yarım saat sonra aradım,
-'Duru ağlamıyor ama çok sert bakıyor bize' dediler. O gün hava çok sıcaktı. Bahçede havuza girmişler, akşam aldığımda mutlu görünüyordu. Bu sabah yine ağladı, ama daha az, aradığımda da iki dk. içinde 'eski Duru geldi' dediler. Sanırım bana nazlanıyor. Bana göre, bu ani tavır değişikliği, okul dönemi başladığı için diğer öğrencilerin de gelişiyle birden daha kalabalıklaşan ortam ve yanlızlık hissi. Dün arabada konuştuk, sende puding yedinmi? dedim
-yemedim, hiç güzel yapamıyo öğretmenler, pislik püslük olmuş, dedi. Ne demekse?
Öğretmenleri 'çok normal, olucak bunlar' diyor. Bana da evde çok fazla etkinlik yapmamaı, hatta çok fazla ilgilenmememi tavsiye ettiler. Orda olmanın cazibesi kalmıyormuş. Evet, hadi bakalım günlük, ilgili anne olmak ta suç, şimdi de ilgisiz anne olmayı öğren bakalım :)

Devamını Oku »