Ekmeğimi kazanırken

Camdan baktık, hava çok güzel...

Belki kriz bitmiştir, iş arayalım dedik, başvurduk, patron bilgisayar biliyomusun, aç bakalım excelli dedi, açamadım...

İş hayatım kısa sürdü...

Karnım acıktı, heykelin önünde şarkı söyleyip para toplamayı düşündüm, Ayşecik
filimlerindeki gibi, kriz bu sektörüde vurmuş...

Ancak karnımı doyurabilecek kadar biriktirebildim, Dürümün yarısını da kedi yedi...


Neyse ki jelibon da alabildim.

Devamını Oku »

Kedili geçmiş zamanlar...


Duru koştura koştura yanıma geldi
-anne bulutlar geliyo, gel bak bulutlar geliyooo' diye tekrarlamaya başladı.
balkona götürdü, baktım gerçekten bulutlar üstümüze üstümüze geliyormuş.
-İzinsiz gösteri yapmak suçtur, dağılın dedik, ısrar etmediler.



Kuşlar iyice alıştılar bizim balkona, bizde onlara alıştık, kar yeniden başladı burda, birlikteliğimiz sürecek gibi görünüyor, sonrada kopamayacağız korkarım.
Keşke evde Durucumun bi hayvan arkadaşı olsa, keşke biraz daha enerjim olsa, yeniden bi kedi alabilsem eve. Önceden Patik'im vardı, ben Durucumu beklerken, o iki ay içinde, iki yavru doğurdu. Sabaha karşı gerçekleşen doğumu Ferhatle birlikte oturup seyrettik. Hatta doğumları. Benim bulantılarım hat safhadaydı, seyrederken, kendimi zor tutmuştum ki, hala hatırlayınca midem bulanır. Sonunda, Gökçeada'dan gelen patiki, yanında iki yavrusuyla geri götürmek zorunda kaldık. Gökçeada Yeşil Vadi Pansiyon'a yerleştirdik, güzel patik ve yavruları nicer&dicer'ı. Çok güzel kediydi, gerçek.

Patikten bahsetmek hiç aklımda yoktu, laf lafı açtı günlük. Bi de pamuk vardı, Eskişehir'deyken, sevgilim -ki kendisi şu anda kocam olur- hediye etmişti,hiç bir arkadaşımızdan hoşlanmaz, dişlerdi, kedi görünümlü bir sırtlandı, sevimsiz ve naletti, geçen sene rahmetli oldu. Düşünüyorum da, hiç özlemiyorum Pamuk'u.



Şimdi bu kedi var evde, bizim evden gelmiş geçmiş bütün kedilerden daha çok ortalık dağıtıyor.

Devamını Oku »

uuu üşümüş bularr :)


Kar başladığından beri,balkondaki saksıların içine ekmek , tahıl bırakıyorum, ilk defasında Durucumla birlikte içerden seyrettik, önce kargalar farketti, birbirlerine haber vermeye başladılar, sırayla yemleri bitirdiler, gerçekten zeki hayvanlar. Sonra daha küçük kuşlarda farketti, birazda onlar yedi, tamamen bitincede kayboldular. Çok ürkek oldukları için yerken bi taraftan da etrafı kontrol ediyorlar ve ufacık sesleri bile duyup kaçıyorlar. Fısıldayarak konuştuk Duruyla, minik minik güldük. Fotoğraf çekerken çok zorlandım çünkü hareketi de seziyorlar hemen. Doğa fotoğrafçılığı nasıl zor bir işmiş, anlamış olduk, uğraşılmaz börtü böcekle.

Devamını Oku »

cam güzeli


Bu gün de tık yok. Çıkamadık, yine evdeyiz. Belki yarın, belki yarındanda soğuk. Cam güzeli gibi kaldı çocum pencerelerde. Biirrrr çocuk ağlıyooorrrrr, camlardaaa....


Yapacak birşey yoksa köfteye devam.

UĞURLAR OLSUN, UĞURLAR OLSUN...

Karanfiller, yağmur, siyah şemsiyeler, Ankara, yiğidim aslanım burda yatıyor...
Aklıma bunlar geliyor, 17 yıl geçmiş ama hatırlıyorum o günü, babamın ne kadar üzüldüğünü, ne kadar çok insanın yürüdüğünü, şeref sözü veren hükümeti.
Araştırmacı gazeteci nedir?
Uğur Mumcu'dur.
Uğur Mumcu'ydu.
Hangi gazeteci bu kadar dürüst ve korkusuz yazabiliyor? Geçmişteki çıkar ilişkilerinin kurcalanmasından korkmayan, iktidarla ters düşmekten kormayan, banka hesaplarının incelenmesinden korkmayan, medya patronlarından korkmayan gazeteci kaldımı? Bizim haber alma özgürlüğümüz kaldımı? Yoksa sadece izin verildiği kadarınımı öğrenebiliyoruz?

Devamını Oku »

cuvezli omlet

Duru hanım, ceviz, peynir yemez. Bende ikisini birden yedirebileceğim bi tarif oluşturdum. Adını da şu an itibariyle 'cuvezli omlet' koyuyorum. bununla da kalmayıp tarifini de yazıyorum, bitti mi? hayır. Üşenmeyip, resmini çekip, ekliyorum.

İki yumurta ve çokkk az süt (bir çorba kaşığı mesela) çırpılır
Sıvı yağlı ısınmış teflon tavaya dökülür
İki- üç cuvez ve peynir rendelenir (ince rendeyle)
Tavaya dökülen yumurtanın üstüne serpilir
Yumurta spatulayla ikiye katlanır
Kısık ateşte pişer, bizede düşer:)

Bugün zor atlatabildim Durucumu, dışarı çıkm ak istedi. Umarım yarın hava daha yumuşak olur, deli gibi kardan adam yapma hayalleri kuruyor.

Durucumla ropörtaj yaptık. Her yıl aynı soruları sorup, cevaplarını not alıyoruz, kağıda küçük bir resmi de yapıştırılabilir. Değişen zevkleri, gelişimi, değişen görüntüsü için ilginç olabilir. Kasım'da yapmak istemiştim ama dikkatini toplamayı başaramadım, ya da erkendi, ağzından laf alamamıştım. Bu sabah oyun oynarken, birazda hikayeler uydurarak tamamlamayı başarabildim. İşte favorileri;
-Renk; yeşil
-Çiçek; cevap yok
-Şarkı; birgün birgün bir çocuk
-Kıyafet; akkebi (ayyakkabı)
-Yer; Anneanne (cevap buydu)
-Akraba; Anneyi, ikinizide
-İçecek; çay
-Arkadaş; Ecrin
-Çizgi film; Calliou (şüphem yoktu zaten)
-Masal; rapunzel
-Hayvan; maymun (gitmiştik yaaa hayvanat bahçesi vaaaardıııı diye bi başladı, yarım saat anlattı:)
-Oyuncak; tren (bildiğim kadarıyla treni yok ama ?)
-Oyun; kutu kutu pense (oyun bir hırdavatçıda geçmektedir)
-Yemek; sandviç, pizza
Yanıtlar böyle, ilk aklına gelenleri söylüyor. 'en çok' kavramının çok ayırdında değil. Bir yıl içinde neler neler değişecek, zevkleride tabi. Daha bilinçli cevaplar verecektir muhtemelen.

Devamını Oku »

BEÖ5 ; KÜTÜPHANE


Elimize sepeti alıp kitaplıktakilerden Durunun ilgisini çekebilecek olanları toparladık, Odasında massusçuktan kütüphane yaptık, Durucum da kütüphaneci oldu. Şapka taktık, evet biraz ilgisiz bi şapka:) biraz kitap karıştırdık, resimlerine baktık. Aylinin hediyesi bol kedili bi kitaba bayıldı. Biraz anlattım, kütüphanede sessiz olunur, kitaplara bakılır, okunur vs, konuştuk. Bu hafta odasında kalsın, gün içinde oynamaya devam edelim iyice pekiştirelim öğrendiklerimizi. Napalım çok soğuk, gerçek bir kütüphaneye gidene kadar idare edicez böyle, gittiğimiz zaman da oldukça donanımlı olucak bizim cucu.

Devamını Oku »

Biri bana dur desin!


Hamurla oynamayı çok sevmiyor sanıyordum. Daha zamanı gelmemiş demek. Pazar günü yine aldım, günlerdir hamur yoğuruyoruz. Herşey için ne kadar ecele ediyorum, hemen olsun istiyorum, hemennnn. Duruyu beklerken kitaplar aldım, masal kitapları, ben okuycaktım o da uslu uslu dinliycekti, filmlerde ne güzel yatar çocuklar, uyku saatleri gelince, anne babalar masal okur, hikayenin sonu gelmeden çocuklar uyuya kalır, işte bizde öyle yapıcaktık, ama neden benim kızım masal okuduğum zaman hep sıkıldı, hiç tam olarak bitiremedik, hep sayfayı çevirdi? Çünkü daha zamanı gelmemişti, artık ilgiyle dinliyor, sadece resimlerine bakarak değil, dinleyerek te vakit geçirmekten hoşlanıyor. Biraz sakin olmam lazım, herşeyin zamanı var ve o zamana da sadece kendisi karar veriyor.


Oyuncak konusundada gereksiz telaşlarım oldu. 'Ne zaman blokları üst üste koymaya başlıycak bu çocuk, niye yıldızı üçgenin içinden geçirmeye çalışıyo?' Biraz sakin olsana kadın, zamanı gelince doğru delikten geçicek bütün şekiller, yavaş yavaş öğrenicek, biyere mi yetişiyoruz, sakin ol biraz! 'Niye bu çocuk boya kalemlerini yiyo, resim yapmıyo?' diye dertlenirdim ve daha 13 aylıktı! Şimdide Duruya bakıyorum, aynı sabırsızlık ona da geçmiş, bayrağı taşıyor.

Çocuk sahibi olma konusunda Ferhat istekliydi, ben düşünmüyordum. Duru geldikten sonra da durum yön değiştirdi, ben onun için deli oluyordum ama Ferhat daha serin duruyordu. Kendimi kandırılmış hissetmeye başladım, beklediğim bu değildi. Birileri bana anlatmaya çalıştı;
'Erkeklerin durumu kavraması zaman alır, daha ne olduğunu anlayamadı vs...' klişeler.
Ben yine sakince bekleyemiyordum, biz kızımla birbirimize ilk görüşte aşık olmuştuk, onlar niye hala kaynaşamıyor diye kızıyordum, yine aynı acelecilik.. Şimdi onları seyretmeye bayılıyorum, çünkü kurdukları bağ bizimkinden biraz farklı, kendine has ve çok güçlü. Dışardan, bu kadar düşkün olmasına kızıyor görünsemde aslında bayılıyorum buna.

Devamını Oku »

klasik dinlerim, belgesel izlerim :)


Roma dizimizi bitirdik çok şükür, iyiki iki sezon çekilmiş, vaktimi yeniden film izlemeye ayırabiliyorum. Bu ay seyrettiklerimi yazmak istedim, belki fikir alan olur, aman Aysun tavsiye etmiş seyredelim diyen olur; efendim, tesadüfen seyrettim, çok beğendim, filmde yine çokkk tatlı bi çocuk var, alıp Durucuma kardeş diye eve getiresim geldi, o kadar sevimliydi Olive. little miss sunshine, çokkk sevdim ben. Bu arada Hokkabaz'da Mazhar alanson'un karakterine çok benzeyen bir adam var, kim kimden arakladı bilemiyorum ama tahmin edebiliyorum :) Cem Yılmaz'ın Organize işlerde bir sahnesi vardı, Golf sopasıyla işkence, bknz; Guy ritchiey-lock stock and two smoking barrels

Kafka'nın Dönüşüm'ü. Film güzel ama Monica Bellucci'yi bu kadar yaşlanmış görmek...

Hürmüz de ilginç olmuş, biraz karikatür gibi. Turhan Selçuk Cumhuriyet gazetesinde, Abdülcanbaz isimli bir cizgiroman çizerdi. Ben filmi seyrederken hep onu hatırladım. Özellikle de M.Ali Alabora Abdülcanbaz'a çok benzemiş.

İkibinhoniki'ye gelinceee, Dünyalar savaşı'ndan hallice ama 'Yarından sonraki gün' kadar iyi değil, bence gereksiz.

İlgilenen olursa, kitap önermek te isterim;
-Bengi Semerci; Birlikte Büyütelim Çocuk Ruh Sağlığı
-Maria Montessori; Annelik Sanatı
-Ayşe kulin; Türkan

Devamını Oku »

Avatar 'a bir-ki bir-ki


Cumartesi Eylül'ün doğumgünü vardı, biraz geç kalarak katılabildik. Durucumun uzun uzun uyuycacağı tuttu, geciktiğimiz için nazikçe uyandırmak istedim ama pek nazik bir karşılık alamadım, birşeyler yesin, aç gitmesin, saçı şöyle olsun derken geç kaldık, pasta için beklemişler, üzüldüm ama Durucum kaçırmamış oldu, çocuklar biraz eğlendi, biraz mızmızlandılar, kızlar gelinlik giymişlerdi?, biraz sade oldu kostümümüz, kutlayıp döndük, birkaç saat sonra da babamız geldi, ist. a geçtik. Sırf ne için biliyomusun günlük, Avatar'a gitmek için. Kocam günlerce sinemalara baktı, hangi salonda görüntü nasılmış, hangisinde ses iyiymiş, gözlük kaliteliymiş, kafaya taktı, bu hafta fırsat bulabildik, anneanneyi de aldık gittik. Durucumu da Ayline bıraktık. İlk defa bu kadar uzun yanlız kaldılar, ben rahattım, annem nedense sürekli Aylin'e talimatlar verdi, çıktık. Sonuç olarak Avatardan bana kalan, dünden beri geçmeyen bir baş ağrısı oldu. Güzelmiydi? bilmem, bu kadar insan çok beğeniyorsa, güzeldir herhalde, bana göre çookk uzundu, sonunu da terminatöre bağlamışlarya, sıkıldım, neyse daha fazla anlatmıyorum!

Kapıda hazırvenazır babamızı beklerken, can sıkıntısı...
!
Beni daha çok mutlu eden , Aylinle Durunun böyle iyi vakit geçirebilmesidir. Artık Durucumu bırakabileceğim biri daha var! Bittin sen teyzoşşşş:))))

Devamını Oku »

Kalbini kırarım


Sevdiğimle bugün kalpler kestik yapıştırdık, uhuyla oynadı bol bol, yapma diycektim ama bende çok severdim uhuyla oynamayı, parmaklarımı yapıştırırdım, top yapardım, çok zevkli olduğunu hatırladım, kurdum empatimi, bıraktım kendi haline kuzuyu...

Bu renk renk desen desen kağıtlar yine evimizin herşeyi İkea'dan. Desenlerine de bayılıyorum, Duruya elletmiyorum, sanırım ben oynıcam bunlarla.

Lulunun misafiri vardı bugün, annesinin işi varmış, Ehlül (eylül)ü bize bıraktı, iki cadı arkamı döner dönmez kafa göz girdiler birbirlerine. Bu hırçınlık ne anlamıyorum, nasıl çekiştiriyorlar birbirlerini. Duru iki keredir Eylülün parmağını ısırıyor, Eylül Durunun saçını çekiyor. Bizim misafirliklerimizin de böyle olduğunu düşünsene günlük :)

Devamını Oku »

Aşkını vereyim ?

Duruya trip atıyorum bugün, üstünü değiştirirken çok sinirlendirdi beni, trip attığımı anlayınca mır mır birşeyler söyler genelde,
-hımmözürrdilerimanneeee diye yuvarlayarak söylenir, bugünde nedense
-'aşkınıvereyimanne ' demeye başladı. Anlamadım doğrusu... Küfürmü etti bu ?

Bunlar benim küçücüklük yatak takımlarım. Annem saklamış, Durucumun yatağına da bir kaş kere kullanıp kaldırdım, antika muamelesi görüyor, kıyamıyorum. 79 serisi bilir, Değiş Tontonlar vardı. Hatta Duruyu görmeye gelen bir okul arkadaşım yastığı görünce hemen hatırlamıştı, şaşırmıştı.

Bu da benim yastık kılıfımdı, o senelerin moda deseniydi, bende üstündeki kızlara bakmayı çok severdim, deseni hala çok hoşuma gidiyor. Kocaman kurdeleli kızlar...

Devamını Oku »

Düüüütt; maç puanı!


Adamcuvez daha önce ,ikea da görmüş, tarif etti, bende gidip yanlış aldım, neyse, balkona güzel oldu:) Yanında da pasaklı bi kısçocuk verdiler.
Aslında tenis maçı yöneten hakemlere de benziyor biraz.


Bi de bunu aldım, sepya tonunda fotoğraflar çekip yerleştiriyim diyorum, off çok sanatçı gördüm kendimi...

Devamını Oku »

SÜPER BABA noel babaya karşı


Süperrr baba Luluyu cıpcıp yaptırdı, bende fotoğrafını çektim. Şarkının devamı nasıldır bilirsin;
'bana bir masal anlat babaaaaa....'
hadi bakalım...

Dün akşam bunu seyrettim,

etkisinde kaldım, bütün gün kafamda yeniden seyrettim, ekşideki yorumlara bile baktım (çok matrak şeyler yazmışlar, filme atasözünden alternatif bi isimde koymuşlar ki 5dk fln güldüm, ama burdan yazamam, ayıptır).
Bu yetimli yetimhaneli filimler çok etkiliyo beni nedense, yoksa evlatlıkmıyım? Ama olamaz dimi, annem, Duru, Aylin ve ben... matruşka bebekler gibiyiz.
Konuyu dağıtma günlük, öncesinde de bunu seyretmiştim,

sabaha kadar Simon Simoonn diye dolaştım rüyamda. İki filmde de çok tatlı çocuklar var, Durucum kadar olmasada :) (anne kuzgun)

Devamını Oku »