İlk gün babamız yine ava çıktı, et getirdi, kavurduk yedik.
İkinci günde evdeydik, eş dost, misafir derken o da bitti.
Üçüncü gün hazırlandım, indim aşşağı, 'ben çıkıyorum, Ülküyle buluşcam!' diye havamı attım ama, baba-kız, bizi de at, şuraya bırak vs. takıldılar peşime. Duruşun saçı başı, yerlere yeksan halde ayakkabı giydirme çalışmalarımın arasında,sanki, özlemle andığın, eski günlerdeki gibi bir evden çıkış bile yalan artık sana dedi dış ses... Kadıköy'de Ülkü, Aylin, ve ben oturduk, akşama kadar muhabbet ettik, Duruş ta babasıyla vapura binip, Ahmet gezip (sultanahmet) yanımıza geldi, sarılıp öpüştük, sonuçta kıtalararası bir ayrılık girdi araya, kucaklaştık, döndük evimize.
4.güüüüün, günlükçüm, Ayşelerle buluştuk, yine Kadıköy'de, yine aynı yerde yemek yedik, sonra Ayşelere gittik, tabu oynamak için, saatlerce güldük, ki genelde bizde tabu oynarken bir çiftin kavga edip küsmesi adettendir, bu sefer, çok güldük sadece.
Denedik, bayramda küslük olmuyormuş gerçekten!
Annem, odanın rengini değiştirmiş, tv. ünitesinin arkasına da kağıt kaplatmış, bende kalan kağıtla atıl durumdaki klasik İkea aynanın ahşap bölümünü kapladım, bence hoş oldu. Ya da ben yaptığım için bana öyle geldi...
Bu gün bizim oğlanı görmeye gittik, 36. haftadayız, 3 kiloyu gördük maşallah. Mide yanması devam, dr.um çok net biçimde demir için iğne yazıyorum 5 tane deyince,
-ıııı ben bi de şurubunu mu denesem? dedim, bir de şurup olarak deneyelim şansımızı bakalım... Bu arada çok sert hareketleri var bazen canımı yakıyor, özellikle ayaklarını sağ böğrümde gezdirdiğinde...Ve bu gün ultrasonda gördüğümüz tamamen 'olmuş' bir bebek yüzüydü. Yanaklar dolmuş, gözünü açıp kapatıyor, ağzı balık gibi, inanamadık, çok net olarak gördük ki, bana benziyordu...
Devamını Oku »