Eses 2011



Haftasonu Eskişehirdeydik. Bahanesi pilav günü yine. Son gün Ferhat faranjit olmuş, ant. iğne oluyor, bende bulantı tavan yapmış, Duruş nazlı ve iştahsız, gidip gitmeme konusunda bi türlü karar veremiyoruz. Gitmek istiyorum , kalkıp hazırlanmam gerek ama öyle halsizimki, bunu düşünürken yine uykuya dalıyorum. Sonunda birkaç saat daha uyudum, valizimizi hazırlayalım, Duruyu bırakmak için anneme geçelim, ertesi sabah iyi hissedersek yola çıkalım dedik. Ertesi sabah güneş vardı, iyi gibiydik, çıktık erkenden, yolda toplaştık, maşukiyeye uğradık kahfaltı için. Cansu diye bir yer var, hep gittiğimiz. Her sene biraz daha kalabalıklaşsa da vazgeçemiyoruz. Kahfaltı güzeldi. Yol korktuğum gibi geçmedi. Acil durum poşetlerim yanımdaydı ama gerek kalmadı. Hep söylerim; gezmek her derde deva diye...
Duruşla konuştum gitmeden,
-Biz Eskişehir'e gidiyoruz, ayşelerle, sende anneannende kalırsın olurmu, dedim
-İşinizmi var? dedi
-Hayır gezicez, bir gece kalıp dönücez, dedim
-Bende gelebilirmiyim? dedi
-Çocuklar gelemiyor tatlım, dedim
-Park varmı orda? dedi
-Sanmıyorum, dedim, bu kısımda bir miktar yalana başvurdum istemeden, dönüp tv. izlemeye devam etti. Hiç ağlamadı bugüne kadar arkamızdan. Anneannesiyle iyi vakit geçirdiği için tabi.

Yollar sarı çiçeklerin arasına konumlanmış gelincik tarlalarıyla doluydu, onlara dalamadık ama yol kenarındakilerle hatıra fotoğrafı da çektirmeden geçmedik yanlarından.

Çiğ börek krizlerine girdik. Hep kalabalık burası, tabureler için sıra bekledik, yedik rahatladık. Evde yaptığımız kıymalı hamur kızartması.



Bir güneş açtı, bir deli gibi yağmur yağdı. Hava çok serindi, ama Eskişehir çok güzeldi. Sokak festivali vardı, Porsuk üzerinde platform oluşturmuşlar dubalarla, üstünde sürekli sokak konserleri veriliyor, köprüler seyredenlerle dolu, cıvıl cıvıl, dinamik... Kendimi çok daha genç hissediyorum her gittiğimde.

Bir güzel İlhan İrem şarkısı der ki;

Yemyeşil bir deniz senin gözlerin
Ne bir sandal ne bir ada
Ne bir sahil var boğuluyorum, boğuluyorum

Öğrenciyken bazen aklıma gelir mırıldanırdım, deniz kıyısı özlemiydi belki, İstanbul ya da... Ama artık Eskişehirin, denizide var, sahili de var, gondolu da... Yılmaz Büyükerşen'i var özetle...

Pazar günü hava daha güzeldi. Okulda vakit geçirdik, çok farklı bişey yapmadık aslında, okul turu, fotoğraf, eski günler...Her şekilde keyifli...Geçen seneki gibi. Seneye bakalım hangimiz gelebileceğiz, neler değişmiş olacak...






Dönüşte yine bir Pamukova İlhanTan Tesisleri klasiği. Çok oyalandık, Durucuk 11'e kadar bekledi bizi. sevimli pandam yine de neşeliydi.

15 yorum:

  • Funda Ceyhan diyor:
    24 Mayıs 2011 03:46

    Çok güzel bir gezi olmuş Eskişehir'in tadı başka gerçekten. Ama Pamukova'yı da İlhan tan tesislerini de iyi bilirim ben de :)

  • Unknown diyor:
    24 Mayıs 2011 04:01

    ne güzel gezmişsiniz ohh iyi gelmiştir bulantılı günlere:))
    duru ne kadar anlayışlı maşalah .dediğin gibi kaldığı kişinin etkiside büyüktür.iyiki annelerimiz var ne kadar şükretsek az

  • annesiningülü diyor:
    24 Mayıs 2011 04:03

    fotoğraflar çok eğlenceli görünüyor :D

  • Nil diyor:
    24 Mayıs 2011 05:10

    Eskişehir . Orda yaşayanlar öyle bir anlatıyor ki, ölmeden görmezsem gözlerim açık gideceğim.

  • Sitare diyor:
    24 Mayıs 2011 05:29

    çok tatlısınız hele ki anfide.ahh özlemişim fakülte yıllarımı.esparka gitmişsiniz bir de.bizim de resmimiz var orada.bir dahaki sefere duruşu da alıp yeni yapılan şatolu parka gidin.kıyamam o yavrusa.

  • özlemnitta diyor:
    24 Mayıs 2011 07:42

    Eski dostlarla görüşmenin tadı ayrı güzel oluyor.Sınıf sıralarındaki foto süper:))))

  • mine diyor:
    24 Mayıs 2011 08:08

    canım benim ne kadar tatlı izin de verirmiş... güzel bir gezi olmuş belli ki fotolardan...

  • Unknown diyor:
    24 Mayıs 2011 22:46

    çok keyifli geçmiş..ne güzel..

  • yaruze... diyor:
    25 Mayıs 2011 00:31

    sen hala üniversite öğrencisi olmadığına eminmisin???
    Görüntüler 20 gösteriyor nitekim...

  • Unknown diyor:
    25 Mayıs 2011 01:21

    funda birgün karşılaşırız belki :)

    sezocum çok haklısın, iyiki varlar...

    baharcım hiç sıkılmadan üşenmeden heryerde fot. çektik, japonlar gibi ,eğlendikte gerçekten...

  • Unknown diyor:
    25 Mayıs 2011 01:23

    küçük mucizem, görmelisin mutlaka ama görülmesi esk. de de gerekenler giderek artıyor, biz iki güne sığdıramıyoruz artık...

    sitarecim, korsan gemisinden bahsediyosun heralde, çok istedik ama fırsat bulamadık, seneye artık :)

    sihirli günce, eski dostlar gibisi varmı :)

  • Unknown diyor:
    25 Mayıs 2011 01:25

    minecim, olgun bir yanı var meleğimin herzaman göremesekte :)

    özüm, tşk. ederim.

    gönülcüm o senin 20 görünümlülüğün canım, sağol :)

  • didem diyor:
    28 Mayıs 2011 00:54

    Oh biralar cig borekler.Kiskandik yani:) Canim Duru park sormus. Kiyamam. Anneannesinde durmasi ne guzel, anneanneye birakip kacamak yapma sansiniz olmasi daha da guzel.

  • Eymen'im diyor:
    30 Mayıs 2011 12:10

    Çok keyifli görünüyorsunuz. Çocuk sahibi olduktan sonra da kendine ve dostlarına vakit ayırabilmek çok güzel. Hepimize lazım. Sevgiler...

  • Unknown diyor:
    1 Haziran 2011 00:08

    didemcim, anneanne büyük şans oluyor gerçekten, hem gözün arkada kalmıyor, hemde isteyerek kalıyor...

    eymenimin essası, eskisi kadar olamasada bazı şeyleri yaşatmaya çalışıyoruz, eski dostlarla özellikle... sevgiler...

Yorum Gönder

Datttlu Yorumlar