Bekleyiş başladı...


Bir süredir herşeyden tiksiniyorum. Her şey midemi bulandırıyor. Sende günlük. Yüzümde herşeyden iğenen birinin sevimsiz bakışları... Ve bunun tek bir sebebi var, Ailemize katılmaya hazırlanan bir minik zigot!
Evet bu hafta sonu ilk kez gördük, tanıştık minik zigotumla. Duruş çok ilgilenerek baktı ekrana. Sonrada bana sokuldu, 'anne steteskopla bakmıycakmı dr. sana? dedi. Daha ultrason'a çalışmadıkki :)
Karanlık bir sıvının içinden bize göz kırpan bir küçük kalp. 6.5 haftalık daha. Ama o kadar da masum değil. Korkunç bulantı yapıyor. Sürünüyorum. Duru 5.5 ay çektirmişti bana ama bu kadar yoğun değildi bulantım. Dr. önerse de bulantı hapı kullanmamıştım. Ama şimdi pes ettim. Emedur aldım , o da etki göstermedi. Ne kadar zormuş bu işler, ben ne kadar çabuk unutmuşum...

Devamını Oku »

Çalıştır şu gözünü evladım aaa!!!



Betülün doğumgününü kutladık. Bu sene Betül göz tembelliğine bağlı olarak gözlük kullanmaya başladı. Biraz geç kalınmış, daha önce gözlük takarsa, sorun ortadan kalkarmış. Bizde hemen Ahmetle Duru yu da götürmeye karar verdik. E onlarda da astiğmat, göz tembelliği varmış. Durunun bir gözü 1, diğeri 0.75 miş. İkna olmadım. Göz hastanesine götürücem. Konuya çok vakıf ta değilim, hiç gözlük kullanan yok ki hısım akrabadan. Araştırıyorum. Yazarım günlük.

Devamını Oku »

Blogger Hatun Buluşması


Cumartesi Deli Annenin ayarladığı kanlı canlı blog buluşması vardı. Tanışma faslından sonraki ağırlıklı tema, çocuk çoluk, ev hali ve kocalar üzerineydi. Tabiki kaynanalar da unutulmadı bu anlamlı günde. Bir Melek olan kız annelerinse hakkının ödenemeyeceği üzerinde önemle duruldu. Durucum, Zehrayla az biraz kaynaşsa da ne oyun odasının kapısından bile geçmek istemedi. hep yanımda, kucağımda bir koala gibi omzumdaydı. Pek bir iştahlı yedi yemeğini, özellikle turşusunu. Biz bayılırız ana-kız böle şeylere. Sonra benim tiramisuma da musallat oldu, bir de
'anne buranın tiramisusu çok güzelmiş! dedi, master chefim benim, sonradan gurmem, iki lafın belini kırdırmadı bana ama seviyorum yine de kızımla gezmeyi, beraber kucak kucağa olmayı. Hem istemiyorum, hem yan cebime koy yani.

İnsanın ilk kez tanıştığı biriyle, zamanında aynı sıralarda oturduğunu öğrenmesi, ya da aynı yerde ikamet ettiğini, aynı isimli çocukları olduğunu...İlginç ve heyecanlı bir durum. Bir de sanal ortam yüzeyselliğinden bunaldıysanız, karşılıklı çay içmek bile güzel. Güzel günü Duruşun huysuzluğu yüzünden erken tamamladık, dönüşte Ayşecime uğradık, kahfemizi de orda içtik. Güzelleştik...



Devamını Oku »

Hayat Cuma Olsa...


***Duruşun odasını topluyorum, yerde çekirdek kabuğu gibi bişey gördüm, alıp duruşun komodininin üstündeki atılacaklar öbeğinin arasına koydum işime devam ettim ama bir koku giderek belirginleşmeye başladı. Çok kötü bir koku ama, yazın bozuk paralar terlemiş avucunuzda saatlerce kalmış gibi, metal kokusu gibi ama fena. Elimi kokladım, parmaklarımda koku. Tabi uyandım, çekirdek kabuğu sandığım aslında kamuflajları çekmiş bir böcekmiş, koku da o çöp öbeğinden buram buram yayılıyormuş. dolma bibere can veren rabbim, bu böceğe bu haşmetli kokuyu vermenin de bir manası var mutlaka ama neden ben?
Bu arada ellerimi yıkamam kokuyu gidermedi, odayı havalandırsam da koku salona kadar yayıldı, sonra kayboldu...

Bloglara erişim yasağı kalktı iyiki, kendimi zabıtalardan kaçan seyyar satıcı gibi hissetmeye başlamıştım. Aaa mahkeme engellemiş, dns bul, aaa gene mahkeme çıktı, ffox tan aç fln öğrendik tabi ara sokakları. Bu mahkeme ki dengesiz, iş yerinde izin veriyor, evde yasaklıyor, mantık ' hanım bırak bu işleri kalk bi kek çırp' mıdır? Aynı modemle bağlanıp ta pc de açması, notebookta yasaklamasının sebebi hikikmeti nedir? Bir de nedense bu uygulamadan sonra bazı bloglar hala hata veriyor niyeki sayın hakim? Wordpress kendini kullanılmış hissetmezmi? Amaan boşver günlük...

Bu arada Sabahları Toka sepetini Duruşa verip tokalarını seçtiriyorum, genelde uyumsuz şeyler şeçiyor, bende uyarıyorum, elbisen kırmızı, kırmızı tonlarında bir toka seç vs... Sonra o yine kendi seçtiğinde ısrar ediyor, artık o gün hangimiz bastırırsa onun dediği oluyor:) Yine de zevkinin gelişmesinde bir küçük katkısı da olursa ne mutlu bana değilmi günlükçüm...İyi hafta sonları...

Devamını Oku »

İyi Seyirler...


Evdeki film stoğunun dibi göründüğünden beri afişine bakarak kenara itelediğim filmlere tekrar göz atmak durumunda kalıyorum. Pek de özgün filmler varmış, pas geçtiğim. Mesela 'Beni asla bırakma'. Bir yatılı okulda özel olduğuna inandırılan, sürekli vücutlarına dikkat etmeleri hatırlatılan çocuklar var. Çocuklar uydurma hikayelerle korkutulmuş, bahçenin dışındaki ormandan çok korkarak yetiştiriliyorlar. Biraz 'The Village-The ısland' durumu. Sanatta çok yetenekli oldukları söyleniyor hep. Ama aslında çocuklar, klon ve yetişkin olduklarında üçlü organ bağışını tamamlayıp ölüyorlar. Sipariş üzerine klonlanmış uucubeler olarak görülüyorlar, zaten bizim üç kahramanımız da kaderlerini değiştiremiyor. Gerçekten de güzel bir konu yakalayamayalı (üff ne kelime ama) uzun zaman olmuştu. Kitabı daha da güzel diyorlar.

5 vakit'i izlediğimden beri, Reha Erdem takibindeyim. Bu ikisini de çok beğendim. Kosmos'un en nitelikli Türk filmi olduğunu düşünüyorum. Sahne, özgün senaryo, masalsı anlatım, ve ne kadar uzmanı olmadığım değerlendirme varsa hakkını verdiğini düşünüyorum. Kosmosla neptünün vahşi iletişimi çok etkileyiciydi. Çok beğendim...

Devamını Oku »

Uçurtma Müzesi



Datttluuu Durum uçurtma müzesine gitti arkadaşlarıyla bu hafta. Kız kulesi manzaralı bir yolculuktan sonra Üsküdarda değişik uçurtmaları görüp, uçurtma yapmışlar. Öğretmenlerinin çektiği fotoğrafları görünce çok duygulandım, 'büyümüşte okul gezilerine gidermiş' duygusallığına kapıldım. Bir de kalp var bende. Ana kalbi:)








O arada TRT Çocuk çekim yapmış. Haberin Olsun isimli bir çocuk haber programı. Ciddi bir iş yani:) Bizde yayın saatini takib ettik tabi, aaa bi baktık Duruş tv. da. Kısa geçildi haber, şöyle bir buçuk iki saat olmalıydı bence :) Ama bir kaç kere Duruşu görebildik. Öğretmeninden aldığım bilgiye göre çekim ekibinde Duruşa özel ilgi ve torpil dumu varmış. Öncesinde yerel bir kanalda okuldaki şiir dinletisi yayınlanmıştı, yakalayamamıştık. Şimdi gördük çok şükür:) En sevimlisi de Duruşun yüz ifadesiydi. Ağzı kulaklarındaydı kendini izlerken.
Anneanne-babaanne araması yaptık hemen ama anneanne ucundan yakalamış, babaanne hiç yakalayamamış :(

Ertesi gün de okula giderken güneş gözlüklerimizi taktık. Ünlü olunca rahatsız edilebilirsiniz çünkü :) İmza isteyen olur, fotoğraf çekinmek isteyeni olur...

Beni mutlu eden bir ayrıntı, Merkepciğimin, bir ilke imza atıp, uçurtmasına desen olarak Nasrettin Hoca'yı seçmesi oldu. Genel eğilim, kızlarda wings- erkeklerde cars çünkü. Öğrtetmeni de çok gurur duyduğunu söyledi, Duruşun cebine bir hediye koymuş hatta. Sanırım Nasrettin Hoca fıkraları ve dinlediğimiz şarkının etkisi. Çokmu övdüm kızımı acaba günlük? Kendime dur demeliyim :)

Devamını Oku »