Akşamları yürüyerek Duruşu alıp eve gidiyorduk, Duruş bile alışmaya başlamıştı, kucak-puset istemeden yürümeye. Yolda da elimizde havuç ya da elma, iki lafın belini kırıyorduk ama havalar soğudu hava erkenden kararmaya başladı, bizim yürüyüşler de bitti. Yürüyüş yapmak benim için diş fırçalamak gibi, yapmadığım zaman suçluluk hissediyorum, kendimi yaşlanmış, ağırlaşmış hissediyorum. Geçen hafta da karar verdim bir şekilde evde yürüyüş rutini oluşturmaya. En uygun zaman, sabahları oluyor. Bir haftadır, daha erken kalkıp yarım saat yürüyorum. paslanmaya terkettiğim koşu bandını tekrar açtım, eşşek ölüsü gibi meret. Üstelik yürürken film seyretmem için de gerekli donanımı da hazırladı kocam, süper bir harici disk çıktı, (LG) media player özelliği var, yüzlerrrrrce film atabiliyorum içine. Yani film izleyip spor yapabildiğim bir zaman dilimi açtım kendime ve yeşil sahalara geri döndüğüm için mutluyum...
Fotoğraf-konu uyumunu hepten yitirdim farkındayım...
ne güzel bir aktivite bu
ben çokkk üşenirim canım ya :(
üşenme üşenme....
maşallah canım ya.. valla gıpta ettim, öyle böyle değil hem de.. ben de sahalara dönmeye karar vermeye yaklaşıyorum biraz:)
evetttttt dönelim tabiiii :))))