skip to main |
skip to sidebar
Sen Olsan
Duruşla yolda genelde, önce kim köprü görücek, mavi ışık bulmaca ve türevlerini oynarız, ya da müzik dinleriz. Pazar günü dönüşte başka bişey buldum, beni o kadar neşelendirdi ki, artık baya baya sohbet ediyoruz merkeple.
Konu bir şekilde kardeş durumlarına geldi, oradan anne olma mevzuuna geçtik, bu aralar bu konuları çok sık konuşuyoruz. Daha önce, bana
-ben büyüyünce anne olucam, dedi durup dururken, bende
-önce çocuk sonra da genç kız olucaksın, sonra istersen anne olursun, dedim
şimdilerde bu sıralama üzerinde çalışıyor sanırım, arada bir babasına anlatıyor çünkü. Oyunun çıkış noktası da bu oldu;
-Durucum sen anne olsaydın nasıl bir anne olurdun, nasıl davranırdın çocuğuna? diye sordum, bir süre abla ve anne olmayı karıştırdı,
- mesela sen anneymişsin
-hıh
-seninde bir çocuğun varmışşş
-kız olsun, irem olsun! şeklinde konuya vakıf oldu birden.
-ona nasıl bir anne olurdun
-onu severdiiimmm, sarılırdımmm, gezmeye götürürdümmmm...
-sevgi dolu bir anne olurdun demekki,
-evet
-peki iremin üstünü değiştiriceksin, kırmızı elbisesini giymesini istiyosun ama o yeşili giymek istiyor, naaparsın?
-kırmızıyı giydiririm. kızarım. (anne ol da gör demeden büyütmek isterdim seni ama olmıycak galiba :)
-mesela iremin yemek saati geldi, sen sebze pişirdin, brokoli olsun , irem yemek istemiyor, sen naaparsın?
-ona meme verririmmm
-ama artık senin gibi yemek yiyomuş irem,
-onuuunn ağzını açarımmm içine yemekleri koyarım. (koyarsın)
-meselaa iremin okula gitme saati yaklaştı, sen onu uyandırmak istiyosun, ama kalmak istemiyo, ağlıyo naaparsın?
-onuuu gıdıklarımmmm, gülüüürrrr, o zaman uyanır! (yarın deniyorum bunu)
-iremi giydirirken senden kaçıyo ve evin içinde seni koşturuyo, ve bunu hep yapıyo, naaparsın bakalım? (anasına bak kızını al)
-onaa bi doluuu su dökerimm, ıslanırrrr
-üşüttü, hasta oldu çocuk
-giydiririmmm, sonra gene kaçarsa bi dolu su dökerimmmm (kikir kikir gülüyo, benle dalga geçmeye başladı hafiften, üstüme alınmıyorum)
-mesela, senin çok işin var, yemek hazırlıycaksın, çamaşır asıcaksın, ama irem parka gitmek istiyo, naparsın?
-onu parka götürürüm! Net. ( eh, bende park saati gelince işi gücü bırakırdım)
Bu kadarını hatırlıyorum, bazen kaydedemediğime üzüldüğüm şeyler söylüyor, unutuyorum. Yolda baya eğlendik bu oyunla, hoşumuza gitti, evde de arada bir,
-hadi soru sorrrr, demeye başlıyor. Empati oyunumuzu geliştirmek üzerine düşünüyorum günlük, paylaşırım yine.
Çok keyifli sobet olmuş, verdiği tüyolar tutacak mı acaba ? sevgilerimle
Bayıldım bu oyuna ben :))
bende merak ediyorum, bizden de kocaman sevgiler...
Berna, deneyin, tavsiye ediyoruz :)
ahahaha bayıldım! yalnız demek anne olma fikri bile bir piskopatlık yüklüyor insana.. ağzını açıp bışaltmalar, kırımız elbiseyi giydirmeler.. parkta koyvermiş ama şaşkın Durum benim
ya dimi anne olsa ortalama bi anne olucak yani, program yüklenmiş görünüyor :)
Çok güzel ya! Güzel bir oyun.