Bizim kız bu pazar, arkadaşıyla tiyatroya gitmek istedi, olur çocum dedik.
-Kimle gidiyosun, biz tanıyomuyuz, tel hep açık olsun vs... uyarılardan sonra çıktılar, gençler.
“Don Kişot Petmen’a karşı” oyununa gitmişler, ama pek beğenmemişler, sanırım daha büyük yaş grubundaki gençlere göreymiş, oyun bitmeden çıkmaya karar vermişler, karşı taraftaki avm de eğlence merkezi varmış, orası daha cazip gelmiş.
Atlıkarıncasıdır, tredinir, jetona para dayanmamış tabi, iki tane centilmen arabayla gezmeyi teklif etmiş, bizim kızlarda kabul etmiş, çok ayıpppp!
Oondan soonaaa Maşukiye'ye geçmiş bizimkiler, arabada kestirmece, balık çay keyfi derken akşam olmuş, dönüşte de avm ne uğramayı ihmal etmemişler.
Maşukiye demişken, hep güzel havalarda gitmiştik, baharda genelde, çayır çimen olsun temiz hava olsun diye ama kışın da çok keyifli geldi. Biraz uzak ama uzaklaşmadan da insanın havası değişmiyor ki. Yemekten sonra oturup birkaç saat çay içmek, şöyle uzun uzuuuunnn, yağmur yağarken ağaç evden dışarıyı seyretmek -şömine de var- gazete okumak, sohbet ederken çocukları kendi haline bırakmak, kafa dinlemek...
Kesinlikle yaşlanıyorum ben, hemde hızla:(((((
Bunlar da mayıs ta gittiğimizde çektiğimiz fotolar, Durucum, koşturmaktan perişan olmuş, yanaklar da kıpkırmızı...
0 yorum:
Yorum Gönder
Datttlu Yorumlar