Durucum tamamen olmasada normale döndü sayılır. Her antibiyotikte üzülüyorum, hastalık boyunca
-nerde üşüttü, kimden kaptı bu çocuk, daha da zayıfladı... kafamda dönüp duruyor. Bir de huysuzluk tarafı var, iyiki bu kez anneannedeydik, hep beraber çektik Duru hanımın nazını. Bir gün dışarı çıktık, tipik İkea gezmesi, -pek severiz- hiç bu kadar huytsuz olmamıştı. Ben anneanne şımarması diye yorumladım, annem babasına yapıyor dedi, herkes bir telaşla üstünden attı ama sonra hastalık kalıntısı olduğunda hemfikir olduk.



İştahı da yavaş yavaş (biraz hızlansın ama yaaa!)açılıyor , keyifli olduğu zamanlarda allahtan çok üzmüyor, ama hastayken hiç yemiyor neredeyse. Yemek seçme yaşıda gümbür gümbür geliyor gibi. Geçen sene her şekilde yedirdiğim kereviz (biz aile içinde keruvez deriz, cevizin adı da cuvez dir mesela, babaya arada bir adamcuvezzz deriz duruyla, böyle kendi aramızda geliştirdik bu dili, dünyadaki kültür çeşitliliği azalıyor ya, katkıda bulunmak istedik) işte keruvez pişirmişim ben, Duru hnm, mutfağa girip,
-anne ne kokuyooo? dedi ve yemedi :( hey gidi heyyy.


Renkli makarna yaptık Durukıza, içinden yeşilleri seçti ve yemedi. Tadı aynı dedim ama etkili olmadı. Herkez aynı durumda mı bilmiyorum ama bizde, ben sürekli yesin isterim. Bir de doktorlar fln tv dan çok fazla pompalıyorlar, günde şunu yemeli, bukadar tüketmeli vs diye. Yani şöylemi yapalım, mutfak tezgahına sabahtan açık büfeyi hazırlayalım, 100 gr cuvez, yok 5 tane fındık, bir elma, şu suyu, bu sapı,bitki çayı, sebzesi, tahılı, kalsiyumu, folik asiti... akşama kadar yesin içsin çocuk.
Hadi abartmıyım ama, en azından tabağındakileri bitirsin bu çocuklar dimi, sonra ben elimde tabakla gezmek durumunda kalıyorum, arada bir babamız söylenmeye başlıyor;
-bırak yemesin, iki gün aç bırak bak nasıl yiyor... şeklinde. Aah ahh o ana yüreği sende olsa sende dolaşırsın o tabakla adamcuveeezzz, hey gidi heyyy.

Tırmanma sporuyla ilgilenmeye başladı son aylarda, üstüne bir şey düşürür diye de korkuyorum, ama çocuk kalbi, hareket ister, bi çözüm bulmak lazım, kesin ikeada vardır çözümü :)
Bu arada gün içinde bazen abartıyorum fotoğraf çekme işini, Durunun her hareketini çekmeye başlıyorum,kendimi de aldatan kadınların kocalarının tuttuğu dedektifler gibi hissediyorum, yağmurluğun yakaları kalkmış, elde makine, Durunun peşinde böyle sinsi sinsi geziyorum...


Bu matruşkaları çok sever, babaanne hediyesi. Bakınca bende durunun daha küçük halini hatırlıyorum,galiba 14 aylıktı, arkadaşlarda toplanmıştık, okuldan arkadaşlarımızın içinde çocuk sahibi olma gafletine(!) sadece biz düştüğümüz için görüştüğümüz zaman Duru maskot oluyor, Oğuzlardaki matruşkalarla oynarken matruşka dedirtmeye çalıştık, çok tatlı söylemişti, hey gidi heyyy...


Su kuşu. Bayılıyor suyla oynamaya, banyoda da
-anne sen yıka, ben oynuyorum, olurmu anne nüfteeennnn der genelde. Günde üç kere yıkanıyor şu lidılponi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Datttlu Yorumlar