Hasanboğuldu


Kazdağlarına iki tür tur var ( üç tunç tas ta has hoşaf var), kaz dağı etekleri ve kaz dağları zirve. İkincisini tercih etmedik, çünkü çok sıcak ve çok uzun bir parkur, yürüyerek zirveye tırmanıyorsun. Hiç gerek yok. Biz otobüsle uzun mesafeleri çıkıp minik tepeleri pıtı pıtı yürüyerek gezmeyi tercih ediyoruz. Turun ilk durağı kızılkeçiler adında bir köyde, 'köy' kahfaltısı. Sanırım bu köyde, bildiğimiz standart kahfaltı tabağında ingiliz kahfaltısıyla güne merhaba diyor kızılkeçililer. Yine de çok keyifli bir şey var ki, Kazdağlarından'dan dökülen suların birikintiye dönüştüğü yerde ayacıkların suda tahta sıralarda çay içebiliyorsun.
-Türk kahfesinin olmaması da bu keyfin hakkını veremediğimizi düşündürüyor bana :(

Sonra yine otobüse binip o uzun ve gereksiz! mesafeyi çıktıktan sonra Hasanboğuldu'ya ulaşıyoruz. Su çok ama çokkkk soğuk, sudan yürümek imkansız, yanında devam eden patikadan ilerliyoruz, gerçekten çok temiz, çok tatlı bir suyu var. genelde kaynak suyunu içemeyiz, tadını sevmeyiz ama kazdağlarının suyu tatlımsı, yumuşak, havası çok temiz, oksijen miktarı bakımından Alplerden sonra ikinciyiz, maden işletmeleri, santrallerle mahfetmezsek, mükemmel buralar...

Hasanboğuldu, Türkmen kızı Emineyle ova da yaşahan Hasan arasında geçen bir aşk hikayesi. Sonunda bu sular ikisine de mezar oluyor. Anlatılanlardan farklı olarak o zamanlar otopsi mümkün olsaydı, Hasanın ölüm nedeninin hastane kayıtlarına, boğularak değil, 'donarak ölüm' olarak geçeceğini iddia ediyorum!!!

Çıkışta minik bir pazar var. Bütün bölgede olduğu gibi, zeytin yağı, zeytin sabunu ve zeytin satılıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Datttlu Yorumlar