3G;gittik gezdik geldik!



Bu hafta sonu da ist. daydık, Durucumla. Duru 'sevimli at titi'yi izlemeye gitti anneanneyle, annesi kadıköye gitti, tavla oynamaya teyzeyle. Pazar günü Hüseyinle Yavuz geldi, bizde erken döndük, görüşmüş olduk. Başkaaaa... Bir çizmeye aşık olurmu insan, ben oldum, hiç beklenmedik bir zamanda, çok zamansız geldin aşkım, ya sen bana geç kaldın, ya ben sana çok erken... kavuşamadık...
Ya aslında şöyle oldu, ilk görüşte aşık oldum ama denerken baktım fermuarı bozulmuş, fabrikaya gönderelim, yaptıralım dediler, ama bende sonucu görmeden ödeme yapmak istemedim, kaldı oracıkta öylece yarim... amaaan başka bi çift gelir unutturur öncekinin aşkını, dimi günlükcüm, hıh...




Bu ayki seyir önerilerim aşağıdaki gibidir;
Alacakaranlık serisinin ilkini tamamen meraktan seyrettim, nedir-ne değildir hesabı :) ikincinin bahanesi de birini seyrettim hadi öbürü kusur kalmasın dır. Şimdi üçüncüsü geliyomuş, onu da seyredicem korkarım...
Julia&julie yi ben çok beğendim, blogcular izlesin derim...
Eyvah eyvah ta sevimli, hastasıyız da dvd formatında tiyatro, pek muazzam, pek...

Devamını Oku »

hamaratız pekkk...

Çok hamaratız bu aralar. Gece gece tatlı yapamaya karar verdim, Ferhat a pişen muhallebiyi karıştırma, Duruya da labneyi tırtıklama görevini verdim, bende fotoğraf çekme gibi kutsal ve ağır bir görevi sırtladım, anayım sonuçta... Sonuç? Uyduruk bir tatlı ne kadar lezzetli olabilirse o kadar oldu işte...


Elek diye birşey vardı, 'unumu eledim, eleğimi astım' oohh kafam rahat, ben rahatım şeklinde bir deyim vardı, 'ince elek' diye bir Metin Eloğlu şiiri vardı, ki bunlar artık geride kaldı. Şimdi İkea de böyle bir alet var, kullanmak ta çok zevkli, Duru için de süper bir oyuncak.

Devamını Oku »

Çiçeklerden en güzeli...

Annem çiçek yetiştirmeyi çok sever, balkona da böyle bir köşe yapmış. Israrla 'resmini çek çiçeklerimin' dedi, hafta sonu. Tabiki Duru yuda yanına kondurmadan çekemezdim... Tabiki Duru da birini koparmadan rahat edemezdi... Çiçeklerden en güzeli benim kızım, tabiki aksini kabul edemezdim...



Devamını Oku »

Biraz anlayış lütfennnn!!!



Tatludurumla cuma akşamı ist.a aktık, cumartesi akşamı da Ferhat katıldı aramıza, pazar günü de bir 'İstanbul'da hafta sonu tatili'ni daha geride bırakıp döndük evimize. Gezdik tozduk, iş yaptık ve birsürü fotoğraf çektik ama ben yazmak için ne zaman ne enerji bulabildim. En son fotoğrafları flasha kaydedip işyerinde yazmaya karar verdim ama şimdi açıp baktım resimler de yok:)
Evet günlük, gerçekten çok yorucuymuş hem dışarıda hem evde çalışmak, bu yüzden ihmal ettim seni. Hele o fotoları bilg. yüklemek, düzenlemek, bide iki satır birşeyler yazmak gözümde büyüdü günlerdir. Yine de üç vakte kadar sistemi oturtucağıma ve yine düzenli yazı ekleyeceğime inanıyorum. Sende biraz anlayışlı ol canım aaaaaaaa!!!!!

Devamını Oku »

DURUPUFPASTİİİİİ


Durucum dün benimle konuşmak istemiş, aradım tel. da
-annecim pasta getirirmisinnn, dedi
-canın pastamı istedi, dedim
-kutlama yapıcam iyiki doğdun diycem sanaa, dedi. Benim için istiyormuş!
Bir küçücük pastacık aldım, üfledi, püfledi, iyiki doğdun şarkısı söyledik, öpüştük, alkışladık...
-anne bu fındık kocamaaann, dedi, pastanın üstündeki kestaneden bahsediyor.

Tübitak yayınlarının böyle bir kitabı var, bütün çocuk yayınları gibi bu da çok güzel hazırlanmış, dergileri de çok dolu, özenli meraklı minik gibi. Sabah sütü yanında bu kitaba bakıyoruz. İçinde değişik iklimler, coğrafyalar ve gizli ya da sayıları belirtilmiş hayvanlar var. Duruyu da çok eğlendiriyor, onları bulmak. Adını hiç duymadığımız birsürü hayvan varmış, öğreniyoruz, beğendik, öneriyoruz.

Bu arada buda 100.postumuzmuş, kutlamaya bunuda ekleyelim, bi püf de bunun için üfleyelim....

Devamını Oku »

Geçen Hafta


Geçtiğimiz hafta herşey yolunda gitti, birçok konuda daha rahatlamış başladım yeni haftaya. Duruyla ilgili kaygılarım azaldı, Durucumsevdiğimyeşileriğimbenim, tamamen olmasada adapte oldu sayılır yeni duruma. İki gün beraber olmamız biraz kafasını karıştırdı sanırım, arada bir bana
-anne nereye gidiyosun, işemi gidiyosun, evdemisin, sorularını sordu, bende tutarlı olmaya özen göstererek, iki gün hafta sonu tatili olduğunu işe gitmediğimi ama pazartesi yine işe gideceğimi söyledim, o da yine
-peki ben kimle kalıcam, dedi, yine aynı cevapları verdim. Bu sabahta hafif bir mırıltı oldu, tutarsa diye şansını denedi uyanıkdurucum ama sonra kabullendi ve el sallarken ayrıldık birbirimizden.

Sabah biraz daha erken kalkıp, Durunun hazırlığını yapıyorum. Genelde de, Yatak parmaklıklarından atlayıp yanıma gelmiş oluyor 5 dk. içinde. Yedek gezme ve spor kıyafetlerini hazırlıyorum. Meyve suyu kaynatıyorum, 5 gün onu içiyor. Yazdan babaannemizin hazırladığı vişneleri ya da taze mevsim meyvelerini karıştırıp kaynatıyorum. Sütlü bir tatlı yapıyorum, muhallebi ya da tavuk göğsü gibi, ara ara onu yiyor. Çorba ya da etli sebze yemeği yapıyorum. Kahvaltı için istediği birşey varsa, onuda ekliyorum, tepsisine bu arada süt içiyoruz beraber. Yarım su bardağı sütün yarısını ancak içirebiliyorum, kahvaltısını melek teyzeyle yapıyor. Bizde hazırlanınca çıkıyoruz, kıyafetleri, tepsisi ve oyuncak sepetiyle birlikte Duruyu da sepetliyoruz :)

Gün içinde yine öğlen uykusuna devam, tel.la görüşme hakımızı ikiyle sabit tutmaya çalışıyorum:) aradığımda sesi çok neşeli geliyor, bu da beni çok mutlu ediyor. Şu anda ikimizde memnunuz halimizden, zaman ne gösterir bilinmez, ama kocam benim ayrı kalmaya dayanamayıp pes edeceğim görüşünde. Sen ne dersin günlük?

Devamını Oku »

Sinek Sekiz


Sineksekiz'i vakit buldukça ve daraldıkça okuyorum ve çookk özeniyorum, belki birgün, bizde... neden olmasın...

Yoğun istek üzerine bizim kapadokya kurabiyesinin tarifini yazıyorum; google da arayıp bulamayanlar olmuş:)
-bir paket katı yağ (tereyağ ya da margarin)--oda sıcaklığında olmalı
-4 yemek kaşığı pudra şekeri
-1 yemek kaşığı tarçın
-ceviz, kabartma tozu
Aldığı kadar unla(?) yoğur,
ceviz büyüklüğünde yuvarlak parçalar hazırla, tepsiye diz. Piştikten sonra üstüne pudra şekeri ve tarçını karıştırıp süzgeçle serp
Afiyet olsun...

Devamını Oku »

Boyacı Duru

Düzenleme yapmıştık hafta sonu, üç kocaman torba ıvır zıvır çıktı geri dönüşüme. Bide bu boya kutularını artık saklamıyım dedim ama bir türlü atamadım, Duru çıkıyor, iniyor, basamak yapıyor, boyacı oluyor, bende resmini çekiyorum işte.
Geri dönüşüm demişken, sitede dönüştürülebilir çöplerin ayrı atılmasına yeni başlandı. Bende pek severim böyle işleri, üşenmiyorum, biriktiriyorum ve farkediyorum ki aslında hemen hemen bütün ambalajlar tekrar kullanılabiliyor ve geriye de Durunun bezlerinden başka çöp kalmıyor.

Banyo sonrası ne güzel olur bu kuzular, saçlar havalı havalı, yanaklar amasya elması, uykular gelmiş, babasına sokulmuş, Duuu-ruuuuu sen bizim herşeyimizsin!

Devamını Oku »

Ayrılık günü geldi çattı...


Ben bugün yeniden çalışmaya başladım. Durucumu Melek teyzesine bıraktım, birkaç gündür anlatıyordum zaten, biraz düşünüp sorular soruyordu, anlamaya çalıştı sanırım kendince. Dün akşam oyuncaklarıyla oynarken kendi kendine konuşuyor;
-ben işe gittim, sonra geldiimm para kazandım, iş yaptııımm...
diye tekrarlıyor. Belki de düşünüyor, tartıyor olacakları...
Sabah ben hazırlanırken yine sorular,
-nereye gidiyoruz anneee?
-tatlım ben işe gidiyorum
-peki ben kiminle kalıcam?
Çok hüzünlü sordu, yinede olgunluğundan hiçbirşey kaybetmedi, bir oyuncak seçti kendine, yanına aldı. Üçümüz beraber süt içtik çıkmadan, konuştuk, çok sevimliydi tatlım.
-Sana ne getirmemi istersin, dedim-baba oyuncak getirir zateenn, dedi, fazlasında gözü yok, bitanemin. Yinede öğlende gidip hediye aldım, sevincini görmek için sabırsızlanıyorum.
Kendimi frenledim, sadece iki kere aradım, ilkinde neşeliydi ama öğleden sonra
-anne nüfteenn geell demeye başladı.

Bebeğim;
Özledim teninin kokusunu özledim,
özledim sımsıcak nefesini özledim
özledim mızmızlığını o sevimliliğini özledim

ama yeniden hayata karışmakta çok güzel....

Devamını Oku »

Tarlaya ektim pembe...

Bu öğlen Durucum iki saat uyuyunca birsürü şey yapabildim. Benim için en önemlisi, balkondaki işlerdi. Birsürü tohum, çiçek ekilmeyi ve dikilmeyi bekliyordu. Çok ta seviyorum bunlarla uğraşmayı. Aslında bekletmemin nedeni, Duruyla birlikte yapmak istememdi ama havalar ısınmaktan vazgeçti, gitgide daha soğuk oluyorsanki. Birde hasta olunca beraber dikemedik, toprakları döküp saçarak oynayamadı kuzu...

Balkon demirine asılan saksı aldım, çiçek tohumları ektim. Birde geçen yaz bayıldığım pembe domateslerin çekirdeklerini kurutmuştum, çan biberlerin tohumları vardı, yani bu yaz tohumdan sebze yetiştirmeye karar verdim. Tohumları ayrı ayrı ekip çimlendirip, sonra büyük saksıya almayı düşünüyorum. Tek tek çimlendirebilmek için evde küçücükfıçıcık bişeyler aradım, pek öyle danonedanette manette almıyoruz ki bulamadım pek bişey. Feroşun buzdolabının üstünde yıllanmaya bıraktığı iki kutu çokomel vardı onları döküp plastiğinden faydalandım, bakalım başarılı olabilecekmi girişimlerim.

Haydi bir de mesaj vereyim;
Ey facebookta farmville oynayarak değerli vaktini boşa harcayan gafiller;
gerçek hayatta ekilen bir tohumun toprağın içinden elini uzatır gibi göründüğü günü beklemek, bunun için sevinmek, gerçekten insanın enerjisini artırıyor. Tek bir saksı bile insana bunu yaşatabiliyor
derim
ben
...


Yaklaşık bir aydır Feroş tarafından kurulmayı bekleyen dolap için ben daha fazla bekleyemeyerek kurmaya karar verdim, Durucumla beraber uğraştık biraz, çivi çekiç vs konusunda yardımları oldu minnoşun, kurduk wallahi. Yerine de yerleştirdik, ayakkabıları kutulara yerleştirdik dizdik, yoruldum ama hem birsürü şey toparlandı hemde kafamda bu konuyu taşımaktan kurtuldum.

Devamını Oku »

Çok acıdı, geçti...


Cumartesi Medinecim geldi, geç bi kahvaltı yaptık, sohbet ettik, kahvemizi içtik, çok güzeldi, özlemişiz...

Durucum uykudan pırttı tabi, sonrada calliou seyrederken uyuya kaldı koltukta, dayanamadık resmini çektik, bir küçücük yastığa sığdırmış kendini:)
Akşamüstü de Durunun son iğnesini yaptırmak için çıktık, Duru yine çok ağladı, Medine de kendini parçaladı sakinleşsin diye, hatta massuscuktan hemşireyi dövmeye kadar vardırdı işi ama yinede unutması biraz zaman aldı. Babamızın yanına gidene kadar
-annecimmm, çok acıyooo, diye sızlandı yavru ceylan.
Kucağımda taşırken 'seni çok seviyorum ' dedim,
-bende ama çok acıyoo! dedi. Gelde dayan şimdi buna, kahrolsun bu virüsler, enfeksiyonlar, son bulsun hastalıklar...

Devamını Oku »

Kuzu hasta :(


Ne güzel başlamıştık güne. Gerçi Durucum sabah sütünü geri püskürtmüştü ama olumlu düşünmeyi tercih etmiştim. Midesi bulandı, o kadar, süt benimde midemi bulandırıyor, olabilir... Eve dönerken herşey normal, babamızın yanına da uğradık, biraz mızmızız sadece, bu da olabilir... Öğleden sonra başladı ateşi yükselmeye. Bir önceki postta yazdım ya hasta olmuyor, iksir veriyorum vs., hemen arkasından hasta oldu kuzu. Bu hep böyledir. İyi giden bir şeyden fazla bahsetmeye gelmez, övünmeye hiç gelmez.

Hasta galiba deyince babası dondurma getirdi hemen, Durubal da uçtu görünce. Bu senenin de ilk dondurması. Kendi dondurmasına saldırdı,
-anneciim çok güzelll
diye yedi, sonra bana gelen magnumu görünce, attı elindekini,
-ııı güzel diil ooo
diye benim dondurmamı da bitirdi. Az sonra da bütün yediklerini, ve içtiklerini ortaya karışık biçimde, yatağa höykürdü zaten.

Sabah Feroş 7 de dr. dan randevu aldı, 9.30 da götürdük, kan testini verdik ama çişş!testi için neredeyse bütün gün uğraştım. Kıslarda biraz sıkıntılı oluyor örnek almak. Sonuçlara göre, idrar örneği temiz, kanda enfeksiyon var bir miktar. Sonrasında ishale çevirebilirmiş, bu virüs bugünlerde yaygınmış. Üç tane iğnemiz var, biri gitti ama çok zorlandık. Çok ağladı, kastı kendini, sonrada bacağı ağrımaya başladı. Hiç bu kadar ağlamamıştı. Saatlerce sürdü. Korktuk, gidip hastaneyle tekrar konuştuk, bacağı neden ağrıyor olabilir bu kadar diye, rahatlattılar birz bizi. Şimdi uyuyor ama eli hala bacağında. Umarım uyandığında geçmiş olur bebeğimin ağrısı.

Devamını Oku »

''Norrmanncııı''

Pazar kahvaltı sonrası, kısları dağıtıp bauhaus a uğradık kocamla, ağaç budama mevsimi geldi ama bahçe aletlerimiz fena durumdaydı. Bitkilere bakarak baya vakit geçirdik, ortaya karışık tohum, çiçek soğanı yaptık, -balkon mevsimide de geliyor -makasları da alıp Metro ya geçtik. Metronun balığı iyi olur, önce çupraları aldık, sonra uğrayıp Ayşeleri aldık, Feroşla Günel ağaçları budadı, bizde Durucumla camdan ;
-Norrrrmancııııı
diye bağırdık:)





Emel pek faydalı dedi, kefir aldık hemen, Durubal da biraz biraz içti gibi, alırız artık. Bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş. Bağışıklık demişken, Duru için bir şişe immunex kullandık bu kış, dr. üç şişe demişti ama, elim varmıyor, her türlü ilaç, vitamin, vs. kullanmak istemiyorum. Doğal olduğunu düşündüğüm bir pekmez getirdi dedemiz, babaannemiz de çok konsantre, kıymetli bir kara dut pekmezi getirmişti, bende bunları karıştırdım, Duruya hergün içiriyorum. Aslında enjektörle ağzına sıkıyorum, biraz zor kullanıyorum ama çok şükür ki hasta olmuyor, başladığımdan beri. Ev yapımı bir sihirli iksir keşfettim yani, şiddetle öneririm.

Norrmancıların işi bitene kadar, balıklar pişti, kocamın tarifiyle yaptığım salata da hazırdı, herşey iyi güzel di de Ferhatçım da üşütüp hastalanmasaydı...Geçen sene de Günelle bahçeyi kazmışlardı, sonra ikisi de günlerce tutulmuştu :) Ki bahçe de öyle kırk dönüm tarla değil hani :)

Devamını Oku »